Saçma sapan bir savaş mıydı

İsrail'in suikast saldırıları, İran'ın Demir Kubbe'yi delen füzeleri, ABD'nin İran'ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: "Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz"

Gerçekten anlamsız mıydı, İsrail'in İran'a nokta atışı suikast saldırılarıyla başlattığı ve İran'ın Katar'daki ABD üssünü vurmasıyla biten savaş İran füzeleri, İsrail'in Demir Kubbe'sini delerek şaşırtıp Tel Aviv başta epeyce zarar verince bir numaralı müttefiğinin yardımına koşan ABD; İran'daki nükleer tesisleri bizzat bombaladığı operasyona "Midnight Hammer" adını vermişti. Geceyarısı Çekici.

KAÇANLAR VE DÖNENLER

Netanyahu, uzun süredir "ABD bize Tahran yolunu açmalı" diyordu. Amerikan B2'leri çekiçle vurur gibi vurup durdu, İran'ın kafasına. Ama Tahran yolu açılmadı.

İran ne kadar gafil avlanmış, kayıp vermiş olsa da kolay lokma değil. Tarihte hiç işgal edilememiş coğrafyasının yanı sıra; şeriat rejimine içeride ve dışarıda nefret beslense de ne İsrail ne ABD, zaten ne de Türkiye'nin sahip olduğu bir üstünlüğü var: yurtseverlik.

Kısa savaşın en kızıştığı günlerde İsrail yurttaşları havalimanlarına ülkeden kaçmak için akın etti.

İran'dan da Türkiye'ye yoğun bir göç olmasından korkuluyordu. Oysa İran'ın çıkış yolları değil, giriş yollarında trafik tıkandı. Dışarıdaki binlerce İran yurttaşı, saldırı altındaki ülkelerine döndüler

VURUYORUM, KIPIRDAMA

Ansızın başlayıp ansızın biten bu garip savaşta İsrail mi ABD'nin askeri, yoksa ABD mi İsrail'in emrinde, birbirine karıştı.

İsrail'i destekleyen Amerikanlar İran'ın en büyük üç nükleer yerleşkesini vurdu: Fordo, Natanz ve İsfahan. Yeraltındaki tesislere ne kadar zarar verdiği pek de bilinmeyen bu "çekiç" vuruşları, aslında Rusya ve Çin'e mostralık bir uyarıydı. "Kıpırdamayın" dedi, ABD.

Zaten kıpırdayamazlardı. Rusya, Ukrayna'dan dolayı. Çin ise önündeki devasa ve Amerikancı Hindistan engeli yüzünden.

Peki İran ile İsrail dalaşı, dünya savaşına dönüşür müydü Kapitalizmin para için savaş çıkardığı ve teknoloji ürünlerinin artık silahtan daha çok para ettiği düşünülünce; kimsenin işine gelmezdi. Ama iş çığrından çıkabilir, taraflar istemeden de dünya savaşına dönüşebilirdi. Doğrusu ben de korktum.

NEZAKET BOMBALARI

Neyse ki ABD'nin gördüğü en abuk başkan Trump; "İran çok nazikti. Bize önceden haber verdiler. Saat 1'de füzeleri fırlatacağız, tamam mı dediler, ben de tamam dedim. Kimseye zarar gelmedi" sabukluğuyla savaşın bitişini müjdeledi de rahat bir soluk aldık.

Bir tiyatro seyrettik. Sanki Amerikanlar, İran nükleer tesislerini zarar vermeden zerafetle bombaladı; İran da Katar'daki ABD üssünü nazikçe füzeledi... Bu savaş ticariydi. Ona buna havlayan, önüne geleni ısıran İsrail'in Netanyahu hükümeti, sergilediği güç ve tüm yayılmacılığa karşın, sahne arkasında çok zor durumda.

PARA, PARA, PARA