Av tavlanır, taban yağlanır

Mikronezya'nın minnoş ve yozdaş gazetecisi, muktedir yalama makinesi Emedur Tampiç, oldum olası kendini beğenmiş ve çapkındı. Sabahları boy aynasında çıplak vücudunu seyreder, hayranlık içinde kalır, "Yaşlıyım, yakışıklıyım, yaparım" tadında yazıcıklar yazarken işsiz kalınca varlığını doğal olarak cimaya adamıştı.

Muktedirlerle de muhaliflerle de arası iyiydi. En çok da kendisi gibi başkomiserlikten atılan Simon Semirbit ile sıkı fıkıydı. Kader yoldaşı ikili, Ulu Çoban'ın gözüne yeniden girebilmek için Yol Kilisesi'ndeki pazar ayinlerini kaçırmıyorlardı.

Emedur Tampiç, böyle bir pazar günü Simon Semirbit'e İmaniyet İşleri Reis yardımcısı Veryoşa Saltz'ın nikâhlı karısı ile buluşacağını itiraf ve kendisinden ayini yöneten Veryoşa'yı bir saat oyalamasını rica etti.

Eski başkomiser SS'nin çok az dostu kalmıştı. Çaresiz kabul etti.

Ayin bitiminde papaz Veryoşa Salt'ı "Meleklerin cinsel organı var mıdır, Tanrı Ol'un kulları cima yaparken gözlerini kaparlar mı, yoksa bakarlar mı" gibi saçma sorularla oyaladı.

Ertesi pazar Emedur Tampiç, yine ricacıydı. Simon Semirbit'in bir kez daha Veryoşa Saltz'ı oyalamasını istiyordu.

Eski başkomiserin canı epeyce sıkıldı, yine "Hayır" diyemedi. Ayin sonrası yine dikildi boynuzlanan papazın karşısına.