Savaşı, sanal oyun sananlar

Gücü yeten yetene. Sanki savaş için bir günlük izin verilmiş. Ya da "Arınma Gecesi" filmi gibi öldürmeye birkaç saat legallik getirilmiş. Çin, Tayvan'ı bombalıyor. İsrail Suriye'yi. Amerika Somali'yi. Dünyanın her yanında bombasını alan mazlumların başına kan ve ceset yağdırıyor. İnsanlık çıldırmış olmalı. Lakin Batı'nın gözü, mazlum diyarları görmüyor. Daha çok yakın geçmişte, barış gücünün gözünün önünde Boşnaklar katledilirken de akan kanı durdurmamış, seyretmişti. Eyfel Kulesi'ni, parlamento binasını, Ukrayna bayrağının renkleri ile aydınlatarak belirli yerlere sınırlı destek vererek, şov yapan Paris, Londra, Washington. Konforlarından geçmeyenlerin savaş manipülasyonları tükenmiyor. "Ukraynalı kadınlar ailesini bırakıp kaçıyor." Bir haber kanalında savaşın karalığını ağartmaya çalışma işgüzarlığı. pushfn('ads'); Ukrayna'dan bulunan Türk muhabir, ülkeden kaçanlarla ilgili bilgi verirken, Ukraynalı kadınların hızlı bir şekilde ülkeyi terk ettiğini çünkü: "Ukrayna'da bir ulus kimliği oluşmamış. Mesela insanlar savaşmak yerine terk ediyorlar. Bakıyorum mesela kadınlar hızlı bir şekilde ülkeyi terk ediyorlar, kocaları kadınları gümrüğe getiriyor bırakıyorlar. Belki ben biraz duygusal davranıyorum ama Türkiye'de eminim ki hiçbir kadın kocasını ailesini bırakıp kaçmaz." Kaçmayıp ne yapsın. Evladını bombalardan kurtarmak için son şansını denemek istemekte. Yavrusunun cansız cesedini görmek istemeyen baba, annesi ile onları sınıra götürmekte. Belli ki savaş belasını, sanal oyun olarak bellemekte birileri. Oysa bu beladan hepimiz etkileneceğiz. Sadece yakın coğrafyanın başına gelenlerden değil uzak diyarların örselenmesi de, tüm insanlığı sarsmakta. Bölgenin içinde bulunduğu gerilim, en fazla ülkemizi, ekonomik deprem olarak sallamakta. Önceki akşam akaryakıt