"Dünya ne ki''

Bütün incelikleri kuşanmıştır şair. Gidişi ile söyledikleri adeta eteğe kemiğe bürünmüş, Onu yolcu etmeye gelenlerin dualarına, şiirleri eşlik etmektedir. Hastalığı esnasında da dostları, sevenleri hayata dönmesi için duaları yanına şiirlerini eklemişlerdi. Acı ihtimal olsa da umut dağ gibiydi. Hatta son gece gözlerini açmış, yakınları ile konuşmuş, kendisine gönderilen selamları almış, gülümsemiş, mutlu olmuştu. Tamam demişti sevdikleri. Bitti bu iş. Yaşama yeniden başladı. Fakat gece yarısı hastaneden gelen telefon. En Sevgili'ye çıktığı yoldan dönmediğini anlatmaktaydı. Dünyanın bütün dağlarından, denizlerinden, göllerinden, vadilerinden daha güzel bir pastoral manzaraya çıktığı yolculuğunda belki o gülümsemeyle, cennetin dizelerini yazmaktaydı Mevlana İdris. Çocuklarla, çiçeklerle, kuşlarla, dağlarla, ağaçlarla kozalanmış bir masal bıraktı insanlara. pushfn('ads'); Yanılgımız bu sahte cennette çok kalacağımızla ilgili. Asıl dünyamızı bu denli kolay unutuş da biz insanoğlunun icadı. "Dönüş O'nadır", adımız gibi bilip de. İhmal edişimiz her seferinde. Son süreçte şairlerimiz göç kervanına katılınca. Giderlerken bizlere bir kez daha anımsatmaktalar. Kervanın herkese uğrayacağını. Ölümün yaşı yoktur, lakin yine de sarsılmaktayız Mevlana İdris'in genç yaşta kervana katılışına. Maraş'ın şair yetiştiren toprağında doğup, Bütün şairler gibi şiirlerini İstanbul ile besleyip, Hukuk fakültesinin ceza hukuku, deniz hukuku, icra takiplerinin ruha sıkıntı yeren maddelerine ancak şiirle şifa bulup. Yaşadığı hayatın sert merdivenlerini hikâyelerle, denemelerle yumuşatıp. Dergileri, dertleştiği ana kucağı bilen şairdir. Çok küçük yaşta almış eline kalemi. Yaşıtları oyun oynarken o daha 12 yaşında, denemesinin çok kaliteli bir gazetede yayınlandığını görmüş. Öğrencilik hayatı, öğrenmeye ve öğretmeye duyduğu ilgi ile bezelidir.