Çelişkiler diyarı ülkem

Önceki haftalarda Konya'daydım.

Bazı köylerdeki toplantılarda kadınlarla ve gençlerle konuştum.

İşsizlik en büyük sıkıntı.

Çoğu genç, tarımla meşgul.

Fakat kafalarındaki yanlış algı, şu ki,

Tarımla uğraşmayı iş saymamaktalar.

İlle de resmî bir kurumda çalışmayı iş bilmekteler.

Bulunduğum Karaali köyünde toprak çok verimli, arazi sulak, ne eksen yetişmekte.

Çiftçilik yapanlar gübrenin, mazotun çok pahalı olduğundan bahsettiler tıpkı diğer yerlerde olduğu gibi.

Fakat beni asıl şaşırtan, her yerde duymaya alıştığımız tarımla ilgili bu şikâyetler değildi.

Köyden bir grup genç insan, şehir merkezinde bir işe başlamış.

Hani dürerbâr yetkililerimizin de sık sık önerdiği, İsrail mallarının boykot listesi içerisindeki temizlik ürünlerinin fabrikaları imiş.

Her gün 200 tırın çıktığı devasa fabrika, bizim boykot ettiğimiz ürünleri, Türkiye'nin her tarafına dağıtmakta imiş.

O fabrikada çalışan gençlerden biri, o gün hasta olduğu için işe gidemediğinden sohbetimize katıldı, bu bilgileri ondan aldım.

Genç o kadar bunalmış ki, fabrika sahiplerinin sadece asgari ücret verip gömleğinin terden sırılsıklam olup, çıkarıp sıkıp, tekrar giyip nefes almadan çalışmasına, üşütüp hasta olmasına karşın eline geçen 23 binle nasıl geçineceğini, nasıl evleneceğini bilemediğini vurguladı.

Üstelik işverenin başlarını kaldırmalarına bile müsaade etmediğini anlattı.

Bakar mısınız, Siyonist sermaye gelmiş Konya gibi en bereketli tarımın yapıldığı temiz topraklarımızda tahtını kurmuş,

Her gün 200 tırla yurda dağılan ürünlerini,

Bedavaya yakın ucuz işgücü ile üretip,

Düzenini tıkır tıkır yürütürken,

Biz iki deterjan almayarak adamları tökezlettik sanıp,

Zafer kazandık bilmekteyiz.

Aldatılmanın, kandırılmanın Everest'ini yaşamaktayız.

Gazze'de gencecik anneleri, bebekleri öldüren katillerin daha fazla semirip zenginleşmesi, daha çok insanı öldürecek bombaları satın alabilmesi için,

İşçilerimizi, emrine vermişiz.

Lise mezunu genç o kadar yorgun, o kadar hasta, dermansız idi ki "buraya çok zor çıkıp geldim, sırf yaşadığımız bu dramı anlatabilmek için" dedi.