(Değerli okurlarımız, madem ki çok seviyorsunuz; öyleyse bir kaç kıssadan daha hissedar olmaya çalışalım..)
Bir zamanlar bir padişahın maiyetinde bulunan esirlerde isyankâr tavırlar başgösterince, padişah bir tahkikat yaptırır. Tahkikat sonucunda esirleri isyana sevkeden, padişaha karşı kışkırtan adamı bulup huzura getirirler.
Bu tür suçların cezasının idam olduğunu çok iyi bilen adam, "ölümden öteye köy yoktur" felsefesiyle, kendi dilinde var olan en ağır ifadelerle padişaha sövüp sayarak içini iyice döker.
Padişah esirin dilinden anlayan bir vezire, "Neler söylüyor bu adam" diye sorar. Vezir, merhametli ve iyi niyetli biriydi. Esirin ifadelerini şöyle tercüme eder:
-"Ben bir hata ettim. Bir padişah olarak sana yakışan ise affetmektir. Allah da bağışlamayı ve bağışlayanları sever."
Vezirin bu sözleri üzerine padişah merhamete geldi ve esiri affetti. Fakat esirin dilinden anlayan kötü yürekli başka bir vezir şöylece müdahale eder:
"Padişahım, bu esir söylenenlerin tam tersine size en ağır hakaretleri savurdu, ağzına geleni söyledi.
Bu durum karşısında padişah, şanına yakışır bir büyüklük edasıyla kötü yürekli vezire hitap ederek:
-"Önceki vezirimin söylediği "yalan"; senin söylediğin "doğru"dan daha çok hoşuma gitti. Senin gammazlığına itibar etmiyorum." der ve af kararını geri almaz.
ŞEYHİN MÜRİDLERİ..
Şeyhin müridlerinin azlığından hanımı şikayetçi olur. İki de bir kocasına başka şeyhleri emsal göstererek, "senin müridlerin neden bu kadar az" deyip durur.
Şeyh de halka bir keramet göstermek babından; pazarda bir kuşun kafasını koparıp sonra da tükürük sürüp uçurunca, müridleri çoğalmaya başlar.
Gel zaman git zaman bu sefer de hanımı müridlerin çokluğundan şikâyete başlar. Şeyh buna da bir çözüm bulur. Oda minderinin altına ses çıkaran bir şeyler bırakır. Müridler toplandıktan sonra şeyh "yellenme"yi andıran sesleri çıkartır.
Müridler ondan sonra iyice azalır. Sonra şeyh hanımına şöyle der:
-"Bir tükürükle gelen ve bir yellenmeyle kaçan müridlerden hayır gelmez."
TEVEKKÜL VE TEEKKÜL
Bazen bir tek harfin değişmesi veya eksikliği bile kelimenin mânasını tamamen değiştirebiliyor, hatta kelimeye çok farklı bir boyut da kazandırabiliyor.

123