Jesus ve İsmael olmaya gerek var mı

Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin ligde oynadığı önceki karşılaşmalara bakarak hepimiz izlenmesi hoşluk yaratacak bir futbol beklentisi içine girdik. Bu iki takımın oyunu adeta çölde bir vaha olarak bizim futbola duyduğumuz susuzluğumuzu giderecekti. Futbol dünyasının beklentisi bu yöndeydi.Ancak izlenebilir bir futbol söz konusu olduğunda "dağ fare doğurdu" demekten kendimizi alamadık. Oyunun son dakikalarında Beşiktaş'ın yarattığı iki pozisyon siyah beyazlı tribünleri biraz olsun heyecanlandırdı, maçın diğer bölümleri çekişmeden öteye gitmedi. Maçta iki takımın yaptığı faul sayısına baktığınızda da oyunun niteliği hakkında bilgi sahibi olursunuz.Bazen, eski zamanlarda amatör kümelerde santrfora top şişirme taktiğini andıran uzun vuruşlar ve rakibe her türlü girişimde bulunarak top almasına engel olma taktiğini öncelemek için Jesus ve İsmael olmaya gerek var mı sizce Bu taktiği antrenör diploması olan hatta mahallenin ağır ağabeyleri bile uygulatabilirdi.Artık teknik direktörler bir numara değilDiyeceksiniz ki, bu kadar kariyerli oyuncuları herkesin yönetip bir amaç uğruna yola çıkarması kolay değildir. Ben de derim ki, bugün futbolu etkileyen o kadar çok parametre var ki, çalıştırıcı etkisi birinci sırada değildir. Aynı iyi futbolcu olabilme kriterlerinin içinde doğal yeteneğin altıncı sırada olması gibi.Yanlış okumadınız, başarılı sporcu ya da futbolcu olabilmenin 10 kriteri içinde doğal yetenek altıncı sıradadır. Ancak yorumculardan kaynaklanan söylemler topumu öylesine etkiliyor ki, "yetenek" dillerden düşmüyor, her şeyi var edenin yetenek olduğu sanılıyor.Bu, inanılmaz büyük bir yanılgıdır. Bizim insanımız çok çalım yapanı çok yetenekli sanıyor. Oysa kuvvet, sürat,