Lig heyecanı başlarken

1959'da başlayan Türkiye Futbol Ligi'ni 1965-66 sezonundan bu yana izlemekteyim. Bu yıllar çocukluğuma denk gelir ve iki yıl üst üste Beşiktaş şampiyon olmuştu. Lig tarihine bakıldığında 23 şampiyonlukla Galatasaray başarılı görünse de Fenerbahçe daha dikkat çekici. 19 şampiyonluk, 23 ikincilik. Beşiktaş'ın 13 Galatasaray'ın ise 11 ikinciliği var. 1984-85 sezonunda yazmaya başladım, siz değerli okurlarım karşısında 40. Yıla doğru giderken her yazımı bir sınav olarak nitelendirmekteyim. İlk maç yazım eski Ali Sami Yen'de oynanan Galatasaray-Boluspor karşılaşmasıydı. Boluspor kalecisi Hikmet'in başarılı kurtarışları sonucu maç 0-0 bitmişti. Özkan Sümer'i kim aşacak En azından yazmaya başladığım 39 yıl boyunca teknik direktörlerimizin futbolumuza getireceği yenilikleri hayal ettim, bugüne değin de herhangi bir farklılık göremedim. Üniversite yıllarımda tanık olduğum Özkan Sümer'in Trabzonspor'a uygulattığı "şok pres" benzeri bir yeniliğe henüz rastlamadık. Türk futbolu kendi Pep Guardiola'sını ya da Jurgen Klopp'unu ne zaman çıkartacak Futbolumuz için "yenilik" olarak nitelendirebileceğimiz farklılığı büyük takım hocalarından beklemiyorum. Onların işi başından aşkın! Şampiyonluktan başka düşündükleri bir şey yok! Bu bağlamda yenilik söz konusu olduğunda dört büyüklerin dışındaki kulüplerin hocalarına bel bağlamaktayım. Almanya'da da Bayern Münih'in değil Mainz'in hocası Jürgen Klopp Gegenpres'i buldu. Üstelik Klopp Almanya ikinci liginde görev yapmaktaydı. İki yıl uğraştıktan sonra takımını birinci lige çıkarttı. Hani bizim medyanın eleştirileri ağır bulunur ya, Klopp'un saçları ve fizik yapısı bile ilk başta alay konusu yapılmıştı. Harry Potter'a benzetilen Klopp'un başarısı Dağınık saçları ve taktığı metal