Kim Kennan olmak istemez
George Frost Kennan 1904-2005 yılları arasında yaşamış Amerikalı bir diplomat. Biraz aydın, biraz akademisyen. Biraz da ırkçı ve ayrımcı. İyi de bir Rusya uzmanı. Ünüyse ülkesinin Soğuk Savaş boyunca izlediği çevreleme politikasının mimarı olarak bilinmesinden geliyor. Daha sonraki yıllarda yanlış anlaşıldığını, önerilerinin askerileştirildiğini söylese de kendisine atfedilen önemden şikayetçi değil.
Hakkında yazılanlardan ve daha 34 yaşında anılarını kaleme almasından anlaşıldığı kadarıyla egosu da hafif şişik. Başkanlar da dahil yönetimi altında çalıştığı kişilerle zıtlaşmaktan, fikirlerini savunmaktan çekinmemiş. Ruslarla uzlaşmayı, Almanya'dan asker çekmeyi, Tito Yugoslavya'sını kazanmayı önermiş. Üçüncü dünyayı pek önemsememiş.
Şöhretini Maliye Bakanlığı'nın isteği üzerine Moskova'dan 22 Şubat 1946'da çektiği 5 bin 363 kelimelik Uzun Telgrafı'na, daha doğrusu orada yazdığı bazı satırların zamanın ruhuna uyum göstermesine, Rusların nevrotik dünya görüşünü geleneksel ve içselleşmiş güvensizlik duygusuna bağlamasına borçlu. Yazdıkları o kadar beğenilir ki bir yıl sonra X imzasıyla benzeri içerikte bir makaleyi Foreign Affairs için kaleme alır.
Fakat etkisi ve karar verme süreçleri üstündeki ağırlığı zamanla azalır, NSC 68 gibi temel strateji belgelerine karşı çıkar. Yine de 1945-1990 yılları arasında ülkesinin izlediği Çevreleme Stratejisi ile adı arasında kurulan bağlantının getirdiği prestij ne kendinden önce Mahan'a, ne de sonra Brzezinski veya Kissinger'e nasip olur. Onun yerini tam olarak kimse alamaz.
Fazla felsefi, daha doğrusu Kojeve'ci Fukuyama ve aşırı genellemeci Huntington zamanlarının ruhunu yakalasalar da Kennan kadar ünlü ve etkili olamazlar. İlkinin şansızlığı zaferi müjdelemesi, ikincisinin ise önerilerini kimsenin niyetlenmediği medeniyet çatışmasına bağlamasıdır. Huntington'un talihi El Kaide ile biraz açılsa da önerdikleri akademik ve soyut kalır, gündelik politikaya hizmet etmez.
Bizde Kennan'a etki ve ağırlık açısından en yakın insan önce danışman, sonra bakan ve başbakan olarak görüşlerini siyasete taşıma imkanı bulan, zamanın ruhunu yakalayıp akademik birikimiyle Türkiye'yi jeopolitik algının merkezine oturtan ve kabul edelim ki önemli işler de yapan Ahmet Davutoğlu olur. Kitabı Stratejik Derinlik yüzlerle baskı yapar, çeşitli dillere çevrilir.
Eminim başka ülkelerde başka insanlar benzerlerini yapar. Ama çoğu siyasetin önünde değil arkasında gider. Yenilik önermek yerine akışın peşinde koşar, yapılana kılıf uydurmaya çalışır. Hemen her gün yüzlerce akademisyen, bir o kadar da düşünce kuruluşu çalışanı Hindistan'dan Amerika'ya, Norveç'ten İspanya'ya makaleler yayınlar. Ancak hiç biri Kennan gibi dünya siyasetinin Einstein'ı olamaz.
Çin-Amerika ilişkileri sarpa sararsa Graham Allison yaşına rağmen sınırları Thucyidides Tuzağı kitabıyla belki zorlar. Ama ben en çok yeni kuşaktan Trump'a strateji yazmaya çalışanlardan umutluyum. Bunlardan biri de Foreign Affairs için Amerikan tek taraflılığını kaçınılmaz gören, saldırgan tutum takınılmasını da hafifçe eleştiren Tufts Üniversitesi'inden Michael Beckley.