Sürgündeki entelektüeller Erdoğanx27;ın çağrısına uyar mı

Erdoğan, KHK ile üniversitelerden, bürokrasiden, hastanelerden kovduğu için sürgünde yaşayan entelektüellere hitaben yaptığı çağrıda şöyle dedi:

"Akademik ve bilimsel çalışmalarını yurt dışında yapmış bilim insanlarımızın ülkesine dönerek devletinin kalkınma mücadelesine destek vermesi çok önemlidir...".

Peki...

Erdoğan'ın önce:

"Giderlerse gitsinler" dediği...

Pek çoğunu işinden kovdurduğu...

Ve hemen tamamı hakkında ceza davaları açtırdığı o entelektüeller:

Yurda döner mi..

Bence dönmezler...

"Neden dönmezler" diye sorarsanız:

Neden dönmeyeceklerini bir fıkra ile anlatmaya çalışayım...

Fıkra bu ya Hüsmen, İstanbul'da bir cinayet işlemiş...

Yakalanmış ve hâkim karşısına çıkarılmış...

Hâkim, önündeki dosyadan kafasını kaldırmış, yakın gözlüklerinin üzerinden bakarak:

"Olayı anlat" demiş...

Hüsmen anlatmaya başlamış:

"Küüdeki evcazımdan çıktım yürüyerekten naiyeye vardım ki.....".

Hâkim bu kez önündeki evraklara bakarak ve sakin bir ses tonuyla uyarmış:

"İstanbul'a gel...".

Hüsmen devam etmiş:

"Naiyede minibüs bekledim, bi türlü gelmedi mübarek...".

Hâkim başını kaldırmış ve az öncekinden daha yüksek bir ses tonuyla seslenmiş:

"İstanbul'a gel kardeşim...".

Hüsmen duymaza yatmış:

"Bir süre sonra minibüs geldi pindim, kasabaya geçtim...".

Hâkim başını önündeki dosyadan kaldırmış...

Bedenini dikmiş...

Yakın gözlüklerini çıkarmış:

"İstanbul'a gel lan edepsiz!.." diye haykırmış...

Hüsmen dudaklarına zekice bir gülücük kondurmuş:

"Te be yaa aakim beycazım" demiş, "İstanbul'a gelirsem asarsın sen beni be yaaa...".

Erdoğan'ın hışmına uğrayan o entelektüellerin hemen hepsi:

Gümrük kapısından giriş yaparken, yaka paça alınıp savcılıklara götürüleceklerinden...

Oradan duruşma salonlarına taşınıp...

"Tutuklusun" denilerek cezaevine konulacaklarından endişe ettikleri için gelmezler...

Kimileriniz:

"Sayın Cumhurbaşkanı bu çağrısında samimi olamaz mı" diye sorabilirsiniz...

Ben de bu soruyu soranlara...

Atalarımızın o ünlü deyişini hatırlatırım:

"Aynası iştir kişinin, lâfa bakılmaz...".

Günün sözü

"Büyük ve basit bir yalan söyle, defalarca tekrarla, sonunda inandıklarını göreceksin...".

Adolf Hitler

BİTSİN BU ZULÜM

"28 Şubat'ta darbe yapacaktı" iddiasıyla yargılanıp:

Hapse mahkûm edilen...

Apoletleri sökülen emekli generaller halen cezaevinde...

Yeter artık yahu...

Yeter, yeter, yeter...

Bunun adı:

"Hukukun üstünlüğü ilkesi" değil...

"Üstünlerin hukuku ilkesizliği...".

Irz düşmanı...

Tecavüzcü...

Katil...

Azmettirici...

Uyuşturucu baronu...

Hırsız...

Kamu ihalesi düzenbazı...

Rüşvet yiyen...

Devletin hazinesini soyanlar:

Elini kolunu sallayarak ortalıkta gezerken...

Şerefli...

Temiz ahlâklı...

Çalmamış...

Çaldırmamış...

Bu vatan toprakları ve bu Devletin sahibi halk için ömür tüketmiş...

Yaşları da 80'in çok üzerinde emekli generallere yapılan bu zulüm bitsin...

Lütfen bitsin...

KİMİN CEBİNE GİRDİ

,

50 milyon dolara Halil Falyalı'nın dosyasını kapattırdığı iddiasına cevap veren Fuat Oktay şöyle dedi:

"Ben FETÖ ile mücadele ettim. Bunu herkes bilir. Benim PKK'yla olan mücadelemi herkes çok iyi bilir. Benim yerli ve milli duruşumu tüm Türkiye bilir. Benim yerlilik ve millilikle ilgili bir sorunum yoktur...".

İyi de Fuat Bey...

Başkan Yardımcılığını yaptığınız ve...

Sermaye Piyasası Kanunu'na muhalefet ve izinsiz halka arz suçu işleyerek on binlerce gurbetçi Müslüman'ı dolandıran...

O nedenle hapis yatan YİMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar da:

Yakalandıktan sonra:

"Benim yerli ve milli duruşumu tüm Türkiye bilir. Benim yerlilik ve millilikle ilgili bir sorunum yoktur" demişti...

Kaldı ki...

Kamuoyu sizin milli ve yerli duruşa sahip olup olmadığınızı merak bile etmiyor...

Kamuoyunun, cevabını öğrenmek istediği soru şu:

Halil Falyalı'nın dosyasının kapattırıldığı iddiası doğru mu değil mi..