O haber tehlike arz edecek

Kemal Bey sanki çok önemliymiş gibi Erdoğan'a soruyor: "Dün 'hayır' dediğin bir şeye bugün neden 'evet' diyorsun..". Erdoğan bu soruya: "Atatürk'ün 'Yurtta sulh cihanda sulh' emrini ve gerçekçi politikanın gereklerini yerine getirmek için" cevabı verirse Kemal Bey ne yapacak.. Canlarım... Bana göre... Erdoğan'ın İsveç'in NATO'ya kabulü konusunda... Dün: "Hayır" dediğine... Bugün: "Evet" demesi değil yanlış olan... İsveç'in NATO'ya üyeliğini kabul ettiğimizi: Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un, İsveç'e karşı yaptığı zehir zemberek açıklamadan... Sadece 2 saat sonra ilân etmesi de yanlış değil... Anayasa Erdoğan'ı bu kabil açıklamalar konusunda: "Son ve tek yetkili" olarak tarif ediyor... "Peki be adam" diyebilirsiniz, "İsveç'e önce hayır deyip sonra kabul etmenin hiç mi yanlışı yok..". Bence yok... Ama... Kabul kararının: ABD ve İsveçli savcıların, Bilal Erdoğan'ın adının geçtiği yolsuzluk şikayetini incelediğine ilişkin haberin... Hem de... Dünyanın en saygın haber ajanslarından biri olan Reuters'de yayımlanmasından... Kısa bir süre sonra alınması: Çok ağır ve haklı tartışmalara sebep olacağı için tehlikeli... Reuters'in haberinin... Yayımlanmadan önce... Saray'a uçurulduğu kanaatindeyim... Ancak... Bu haber: Ya Erdoğan'a verilmedi... Ya da: "Blöf" zannedildi... Keşke... Haberin doğruluğundan emin olunup daha o anda... Yani... Haber medyaya düşmeden Erdoğan bizzat medya aracılığıyla: "Gerçekçi dış politika gereği İsveç'in NATO'ya üyeliğine 'evet' diyeceğiz" şeklinde bir açıklama yapsaydı... Lütfen not ediniz... Reuters'in haberi... Asıl bundan sonra: Tehlike arz edecek... Zira... Müzakere edeceklerimiz... Elimizin ne kadar güçsüz olduğunun... Neremizden vurulursak: "Hayır" diyemeyeceğimizin farkında... Günün sözü "Bazen komplo teorileri, gerçekliğin zorluklarını görmezden gelebilmek için rahatlatıcı bir yol olabiliyor..." Anders de la MotteBlöf Safsatadan başka bir şey değil Canlarım... Akılcılık (Rasyonalizm) bir bilim değil felsefedir... Her ne kadar ilk rasyonalist Filozofun Sokrat olduğu söylense de... Hâkim görüşe göre bu felsefenin kurucu babası: Rene Descart'tır... Bildiğiniz gibi Mösyö Descartes: "Düşünüyorum öyleyse varım" deyişiyle tanınmıştı... Babacığım rahmetli ise: "Düşün düşün b.ktur işin" deyişiyle ünlenmişti Kırklareli Kuyumcular Çarşısı'nda... Rasyonalistlere göre: Bir bilginin doğruluğu: Duyum ve deneyimde değil... Düşünce ve zihinde temellendirilebilir... Yani akılcılık: İzafîdir... Meselâ... Ekonomide benim düşünceme ve zihnime göre akılcı olan bir tez... Ya da teori... Size göre "aptalca" gelebilir... Sizin: "Akılcı" bulduğunuz bir teori ise... Bana göre: Safsatadan başka bir şey değildir... Sözümün özü: Gerçekçilik her maçta akılcılığı yener... Fıkra gibi 2005 yılında katıldığım bir TV canlı yayınında, dönemin Başbakanı'na: "Ak faşist" dedim... Başbakan bizzat davacı oldu... Yargılandım... Yerel Mahkeme beni... Başbakan'a 20 bin Yeni lira tazminat ödemeye mahkûm etti... Yargıtay, gelirimle uyumlu olmadığı gerekçesiyle cezayı 2 bin YTL'ye düşürdü... Amerika'da yaşayan Türk asıllı bir gazeteci: "Burada herkes 'faşist Bush' diyebiliyor ve hiç kimse yargılanmıyor, haliyle ceza da almıyor çünkü burada demokrasi var" dedi... "Ben, 'Bush bir faşisttir' demedim ki" diye başladığım konuşmama şöyle