Kodu mu oturtur...

1. Dünya Savaşı bitmiş, Almanlar yenilgiyi kabul etmişlerdi... Çalışan tek fabrika bile yoktu neredeyse... Mezbahalarda kesebilecekleri hayvan dahi kalmamıştı... Bir sohbet anında... O günleri yaşayan bir Berlinli... Şansölye Conrad Adenaur'a: "Molozlar arasında ölmüş at eti yiyenler vardı" dedi... Şansölye, bunu söyleyen kişiye... Hüzünlü... Ve... İçindeki acıyı haykıran gözlerle bakarken... Şu ünlü cümlesini kurdu: "Umarım bir daha İsa bile gelse, tüm yetkiyi tek kişiye verecek kadar aptal olmayız...". Ve... Almanlar 80 yıldır asla öylesine aptal: Olmadılar... Ve... Dünyanın en büyük 4. ekonomisi olarak yollarına devam ediyorlar... Bu arada ben de... Atina'yı uyarayım: Fazla kıpraşmayın... Yoksa... Atina sokaklarında... Yemek için: At eti ararsınız... NOT: Ey münafık içimizdeki Yunanlı!.. Sakın Asrın Liderine: "Yahu siz savaş yokken de at eti arıyorsunuz" demeye kalkma... Kodu mu Oturtur valla... Aynanın gammazlığı Mevlana, Mesnevi'nin bir yerinde şöyle diyor: "Bilir misin neden gammaz değildir aynan.. Kirini pasını silmemişsin de ondan...". Canlarım... Ayna sadece ve sadece "temiz, lekesiz" olduğunda doğruyu söyler... Bir önceki aynaya baktığımızda... Yüzümüzdeki kiri pası silmemişsek eğer... Ayna bize... Yüzümüz, gözümüzdeki: Çapakları... Pislikleri... Yemek artıklarını göstermez... Mevlana Göremeyince... Yüzümüzün gözümüzün: Tertemiz olduğunu sanırız... Ey politikacı... Ve ey gazeteci milleti... Silin şu aynalarınızı... Silin... Ve... Bırakın: Biz, bize: Gammazlasınlar... Aklıma geldi Bekir Bozdağ, Hiranur Vakfı istismarı eleştirilerine şöyle cevap verdi: "Adalet Bakanı her konuda konuşmaz, benim her sözüm yargıyı etkiler...". El hak doğru.. Peki... Adalet Bakanı'nın her sözü: Yargıyı etkiliyorsa... Cumhurbaşkanı... Sayın Bakan'dan daha mı etkisiz ki: Onun sözlerinin: Yargıyı etkilemediği kabul ediliyor... Demirtaş Örnekler mi.. Mesela: Selahattin Demirtaş için... Yargılama sürecinde: Söyledikleri... Kavala Mesela... Osman Kavala için... Yargılama sürecinde: Söyledikleri... Tekerrür... Yanılabilirim belki ama... Kuvvetle muhtemel ki... Gombrich'in: "Dünya Tarihi" isimli kitabının daha ilk sayfalarında okumuştum... Gombrich zamanı: "İç içe geçmiş aynalara" benzetiyordu... Orada gördüklerimizin aslında kendimiz olduğunu... Biz aynanın karşısından ayrılınca: Onların da gittiğini zannettiğimizi anlatıyordu... Ve şöyle diyordu: "Biz o aynaların karşısından ayrılınca; sonsuza kadar devam eden 'zaman' isimli aynadaki görüntülerin de kaybolduğunu sanıyoruz... Oysa... Onlar hep oradalar...". Ya canlarım... Zaman işte öyle bir ayna... Bakmasını bilir... Gördüklerimizin... Daha önceleri kendi yaşadıklarımız olduğunu: Fark edersek... Yanlışlarımızı da düzeltiriz... Onun için bilge bir kişi: "Tarih tekerrürden ibarettir" demiş... Ne diyecekler.. Pek çok yayın organında yer alan haber şöyle: "Mütevelli Heyeti Başkanlığını Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın yaptığı vakfın kitabında: Kız çocuklarının 9, erkek çocukların ise 12 yaşında evlendirilebileceği yazıyor..." Bu haber doğruysa... Ki: "Doğru" görünüyor... Zira... Henüz yalanlanmadı... Ali Erbaş Ali Erbaş: Erdoğan ve Bozdağ'ı kandırıyor... Bakalım bu haberden sonra: Erdoğan ve Bozdağ: Ne diyecekler.. Acayip yağacak... 10 Ocak 2023 Salı günü... Şemsiyelerinizi almadan evden çıkmayın... Ancak... Şemsiyelerinizi: