Deneyimlerim ve bizzat yaşayarak öğrendiklerim bana şunu öğretti: Yanlış bir modelde kurulan tek parti hükümetleri... Türkiye demokrasisinin felâketleri oldu... Çünkü... Devlet içindeki ideolojik (Din de bir ideolojidir) kadrolaşmalar hep: Tek parti (Tek adam) iktidarlarında gerçekleştirildi... Çok partili ya da ikili koalisyonlar döneminde ise: İdeolojik kadrolaşma... Ve... Partizanlık yapılamadı... Zira... Koalisyon ortağı partiler karşılıklı olarak: Birbirlerini denetlediler... Sadakatin ve partiye itaatin değil... Liyakatin ön plana çıkmasını sağladılar... Demek istemem o ki... Sivil ve asker bürokrasinin ideolojik kadrolaşmasının önündeki en güçlü engeller... Parlamenter sistemde: Kısa süreli... Ya da... Koalisyon hükümetleri oldu... Demek istiyorum ki: Kuvvetler Ayrılığı ilkesi... Ve... Yargı bağımsızlığını garantiye alacak bir parlamenter modeli destekliyorum... OLABİLECEK BİR ŞEY Mİ.. İyileştirilmiş Parlamenter Sistem için çalışma yapan 6 siyasi partinin altısından üçü (CHP, İYİ Parti ve DP...). Arkasında yaklaşık 5.5 milyon yurttaşımızın oyu bulunan HDP'yi dışlıyor... Hatta... Kapatılmasını kabul edebilecek görünüyorlar... İYİ Parti ve DP ise: Kapatılması için çaba gösteriyor... Yani... Demokrasiye ve teröre bakış açıları: AKP ve MHP ile aynı... O halde soruyorum: Böyle bir parlamenter sistem modeli... Demokratik hukuk devletinde... Ve... AB tam üyeliği yolunda: Olabilecek bir şey mi.. MERAK EDİYORUM... AKP-MHP-BBP-Perinçek ortaklığını; AB'den ve çağdaş Batı medeniyetinden uzaklaşmakla suçlayan altı siyasi parti... AB tam üyeliğinin olmazsa olmaz şartı olan: Koopenhag ve Maastrich Kriterleri'ni uygulayacaklar mı.. Uygulayacaklarsa... Bunu: HDP'yi dışlayarak nasıl başaracaklar... OLMAZSA OLMAZ... Gelişmiş demokratik hukuk devletlerinde siyaset ve siyasetçi: Demokrasinin vazgeçilmezi... Ama... Devletin vazgeçilmezi değil... Gelişmiş demokratik hukuk devletlerinin olmazsa olmazı: Saygın bir parlamento... Tarafsız k bağımsız bir Yargı... Siyasetçiye değil... Halka ve devlete sadık: Liyakatli sivil ve asker bürokrasi... DÖRT FAİLİ MEÇHUL CİNAYET... 21 Dönem Bağımsız Milletvekili Ahmet Özal, dün gece Youtube kanalımda konuğumdu... Az sonra okuyacağınız haber analizi de Özal yaptı... 1993 yılının başı. Mumcu, zamanın Cumhurbaşkanı Turgut Özal'dan randevu istiyor. Çok önemli bir konu olduğunu söylüyor ve randevuyu alıyor.. Turgut Özal, konunun önemini anlıyor ve yanına en güvendiği insan Adnan Kahveci ve Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlisi çağırıyor. Neler konuşuluyor bilmiyoruz.!!!!!!! 14 gün geçiyor 24 Ocak 1993'te Uğur Mumcu, arabasına konan bomba ile katlediliyor. 12 gün geçiyor 5 Şubat 1993'te Adnan Kahveci şüpheli bir trafik kazasında ölüyor... 12 gün geçiyor 17 Şubat 1993'te