"Mehmet Şimşek'in Bank of Amerika'da yatırımcılarla yaptığı toplantının kayıtlarını bizzat banka yönetimi sızdırdı" desem; inananların sayısı:

İnanmayanların sayısının en az on katı olur...

Neden..

Çünkü...

Banka yönetimi, Şimşek'in:

"Harika geçti, yatırım yapmak için can atıyorlar Sayın cumhurbaşkanımıza çok güveniyorlar" diyerek manipülasyon yapacağını biliyordu...

Bu kayıtların sızdırılması üzerine Şimşek, konuyu köpürtemedi...

Peki...

Yatırımcılar ne diyor..

Dediklerinin özeti şu:

"Yakın ve orta vadeli gelecekte Türkiye'de hem kâr görmüyoruz hem riskler çok yüksek...".

Uzun zamandır söylüyoruz, yazıyoruz...

Bizim gördüklerimizi küresel yatırımcı da görüyor...

"Nasıl yani.." diye soracak olursanız...

Gayet basit...

Erdoğan anayasaya uyuyor mu..

Uymuyor...

Erdoğan AİHM kararlarına uyuyor mu..

Uymuyor...

Erdoğan:

"Faiz sebep enflasyon netice" söylemiyle ekonomiye dibe vurdurduğu halde...

Özür diledi mi..

Dilemedi...

Erdoğan:

Batı ile halatlarından bazıları kopan köprülerimizi onarmaya mı çalışıyor..

İyice koparmaya mı çalışıyor..

Elbette iyice koparmak için çabalıyor...

5 ay sonra bir seçim daha var mı..

Var...

Peki...

Erdoğan bu muhalefet boşluğuna rağmen:

Seçim ekonomisi uygulamaktan vazgeçiyor mu..

Geçmiyor...

Ancak...

Şunu da belirtmeliyim...

Erdoğan, Şimşek'e:

Seçimlerden sonra IMF ile sözleşme imzalaması için onay verdi...

İşte zaman ekonomi duracak...

Ama...

Ödemeler krizi yaşanmayacak...

Bazı bankalar batacak...

El değiştiren şirketler genelde küresel yatırımcıların eline geçecek...

Şimdilik, İsrail'e karşı kendisi susarken; oğlu (Bilal) ve kızı (Sümeyye) aracılığıyla İsrail'i eleştirirmiş gibi yapmasının sebebi de o:

"Ben İsrail'i kınamıyorum, çocuklarımın düşünceleri beni bağlamaz...".

Yerseler...

TAKLİT ETMİŞ GİBİLER

Canlarım, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, yönetim ekibiyle bir fotoğraf çektirmiş...

Görmemiştim...

Sibel Hanımefendi'nin (Chulliat) Instagram hesabında gördüm...

Haliyle, az sonra okuyacağınız harika analizi de Chulliat'nın klavyesinden okudum...

Fotoğraf "Karadağ Mafyası" değil...

Ama...

Aralarına tek bir kadını bile almamış olmalarına...

Ve duruşlarına bakılırsa...

Taklit etmiş gibiler...

Neyse...

Lütfen okur musunuz..

Gelişmiş dünyanın hiçbir yerinde, sanat camiasında, bu fotoğraf ve ifadede gördüğünüz gibi militarist bir yapılanma göremezsiniz!

Resmen "önemli bir şeyler yapmanın, ciddiye alınmanın" diretmesi olan bu ifadeler uzaklaştırıcı, geçersiz, anlamsız olduğu gibi, çocukça da.

Siz hiç:

Royal Shakespeare Company, Comedie Francais, Odeon Theatre de l'Europe, Schaubühne tiyatrolarının yöneticilerinin ki isimlerini bütün dünya eserlerine nakşolmuş vaziyette ezbere bilir, böyle kasıla kasıla, cepheye savaşa çıkacakmış gibi, Huysuz Virjin'in ifadesiyle "castara castara" poz verdiklerini gördünüz mü..

Çok ayıp ve çok küçültücü, yapmayınız lütfen.

Bir kadın yöneticinin olmaması ayıbını hiç saymıyorum, zira bu çarpıklığı geçmişte dile getirdiğimde "karanlıkta bütün kediler gri" kadrosundan, göstermelik kadın sanatçıları "fotoğrafa koyma" ayıplı davranışı yapılmıştı.

Artık öğrenilmeli: sanatta "ileri" olmanın yegâne göstergesi "özgün, özgür, donanımlı, ileri, çağdaş, yasaksız" eser vücuda getirebilmek ve bu erki gösterenleri h-a-z-m-e-t-m-e-k- tir!

Gerisi "sünnet çocuğu" kompleksidir.

Saygılar, sevgiler

Sibel Chulliat

AYNI FİYATA

Adamın biri at çalmış...

"Al bu atı pazara götür sat" demiş oğluna...

Oğlu:

"Sen neden götürüp satmıyorsun baba..".

"Ben gidersem tanırlar oğlum" diye açıklamış...

Oğlu atı pazara götürmüş...

Avşar'ın biri gelmiş, ata bakmış...

"Bunun ayağı sakat" demiş...

Oğlan da:

"Hayır sakat değil" diye itiraz etmiş...

Avşar:

"Bir bineyim o zaman" diyerek denemek istemiş...

Oğul bu talebi kabul etmiş...

Avşar ata binmiş, gitmiş...

Oğlan akşam eve gelince babası:

"Kaça sattın atı oğlum.." diye sormuş.

Oğlu cevap vermiş:

"Senin aldığın fiyata gitti at baba...".

HARIL HARIL ÇALIŞIYOR

Canlarım farkında mısınız bilemem...

Ama benim gördüğüm kadarıyla...