İmana ve inanca köle edilmiş akıl

FOX TV'de yayınlanan Kızıl Goncalar isimli dizi, topluma:

"Dindar ile dinci...".

"Bilim ile inanç" arasındaki farkı anlatabilirse muazzam bir iş yapmış olur...

Ancak...

Daha ilk bölümden sonra dincilerin ortalığı ayağa kaldırması...

Filmin çekildiği mekânlara girişi yasaklaması:

Bunun çok da kolay olmayacağını gösterdi...

İnsanî gelişmişliğini tamamlamış uluslarda bile henüz tam olarak anlatılamamış olan:

"Dindarlık, dincilik, bilim ve inanç...".

Veya...

"İman etmek ya da bilmek" gibi kelimeler...

Bizim halkımıza bir dizi filmle anlatılabilir mi..

Çok zor...

Ama...

Yine de anlatılması sürdürülmeli...

İmanı akıldan...

İnancı bilgiden üstün tutmanın:

İnsanî gelişimin...

Ve haliyle:

Ekonomik büyümenin önündeki en büyük ve hatta...

Ölümcül engel olduğu, ilkokul birinci sınıftan itibaren anlatılmalı...

Kişi henüz çocukken...

Bilginin:

Taşıyıcı kolonlar ve kirişler...

İman ve inancın ise:

Kapılar ve pencereler olduğunu öğrenmeli...

Ancak...

Seçim sandığı ile (Demokrasinin tek zafiyeti) devlet gücünü (Yasaları, kurumları ve servetiyle) ele geçiren...

Ve...

Toplumları:

Dinle...

Kutsal kitaplarla...

Peygamberlerle kandıranlar...

Bu öğrenim ve eğitim reformunun önüne geçebilmek için...

Çocukları:

Beş yaşından itibaren "yeniden yazılmış" dini eğitim çamurunun içine atmaktan çekinmiyorlar...

İnsanı hayvanlardan farklı kılan:

Aklı ve bilme yeteneğidir...

Bu akıl ve bilme yeteneği, eyleme döküldüğünde:

Sanat adını alır...

İnsanın aklını ve bilme yeteneğini köreltmek (Sanatın içine tükürmek...).

Buna karşılık:

İman etme ve inanma uyuşukluğunu öncelemek:

Ortaya "dindarlık" çıkarmaz...

Ama:

Kolayca kandırılabilen...

Korkutulabilen...

Ve kolayca yönetilebilen insan yığınlarını çıkarır...

İmana ve inanca köle edilmiş akıl ise kişiyi:

Dincilerin emirlerine itaat eden bir kul haline getirir...

Günün sözü

"Şehitlik söylemini hatalarımızın örtüsü haline getirmeyelim...".

Emekli General Ahmet Yavuz

TOPLU KATLİAM

İskenderiyeli Clement, neden; inancı bilginin önüne koyduğunu şöyle açıklamıştı:

"Anlamak İçin inanıyorum...".

Oysa...

Anlamak için inanmak:

Anlamış olmayı zorunlu kılar...

İnanmak için anlamak ise önce:

Öğrenmeyi ve bilmeyi gerektirir...

Clement bu lâfı ettiğinde yıl, M.S. 150 idi...

Bugün 21. yüzyılın ilk çeyreği bitiyor...

Binlerce yıldır insan hayatını etkileyen...

Yöneten sınıfı tanrılaştıran dinin etkisini, birkaç yılda silmek elbette mümkün değil...

O halde tek seçenek var:

Dinde reform yapmak...

Sadece İslâm ülkelerinde değil...

Dünyanın bütün ülkelerinde ve BM nezaretinde...

Güçlü liderliklerin...

Ve...

Vicdanı ile aklını ortak kılabilen ilahiyatçıların öncülüğünde:

Yeni bir müfredat...

Dini reddetmeyen ama...

Akıl ve bilimi:

İmanın ve inancın önüne alan bir reform...

Ya olmazsa..

Dinciler, kıyameti erkene çekebilmek...

Ve kalan dünyayı aralarında paylaşabilmek için:

4-5 milyar insanı topluca katledebilirler...

İlk önce öldürecekleri ise emin olun ki:

Dindarlar olacaktır...

ZOR OLMAYACAK MI

Seçim dönemiyle birlikte, her seçim öncesi olduğu gibi şehitlerimiz gelmeye başladı...

Şehitlerimizi CHP vermiyor çünkü iktidar değil...

İhmalde hiçbir payları yok...

Haliyle ve haklı olarak iktidarı suçluyor...

Ama...

İktidar:

Şehit kanlarını yine seçim kazanmak için lojistik yaptığı iddiasına elbette itiraz edecek...

Ama...

Askerlerimiz:

Kendi iktidarları döneminde...

Ve...

İhmalleri nedeniyle şehit edildiklerine göre:

Şehitler üzerinden siyaset yaptıkları iddiasını yalanlamaları:

Zor olmayacak mı..

NEDEN DİRSEĞİYLE

Hüsmen yeni bir eve taşındı...

Evin badanası, boyası, temizliği, eşyaların yerleştirilmesi derken aradan bir ay geçti...

Bir gün alışverişe giderken yolda Ramiz'le karşılaştı...

"Aga be ya"