İhtilâl tehlikesi var mı..

Neden: Ekonomik krizden daha çok... Rejim değişikliğinden endişe ettiğim soruluyor... Anlatayım... Bir ülkede rejim sadece: İhtilâllerle değiştirilebilir... Oysa... Türkiye'de ihtilâl tehlikesi görmüyorum... Endişem ise: Dünya tarihinde ilk defa bir ülkede rejimin: "İhtilâl yapmadan değiştirilme tehlikesi" yaşıyor oluşundan kaynaklanıyor... Zira... Bir ülkede rejimin... İhtilâl olmadan değiştirilebilmesi için: Yargının: Lehine rejim değişikliği yapılacak kişinin emrinde olması şart... Yetmez... Lehine rejim değişikliği yapılacak kişinin kararlarını... Ülke anayasasının üzerinde görüyor olması da şart... Yetmez... Ülke bürokrasisinin... Lehine rejim değişikliği yapılacak kişinin: Emrinden dışarı çıkamayacak kadar: Bağımlı olması da: Şart... O halde gelin: Türkiye'ye bakalım... Anayasaya göre... Tahliye edilmeleri gerektiği halde... Halen cezaevinde olan yurttaşlar var mı.. Var... Demek ki... Cumhurbaşkanı'nın görüş ve kararları... Anayasadan üstün... İstanbul Sözleşmesi'nin iptali ancak meclis kararıyla mümkün iken... Cumhurbaşkanı'nın tek imzasıyla iptal edildi mi.. Edildi... Ve... Danıştay... Anayasaya aykırılığı tartışılmayacak o imzayı: Yasal buldu mu.. Buldu... Peki... Anayasal bir demokraside... Anayasaya bağlı kalacağına yemin ederek göreve başlamış bir cumhurbaşkanı... Kendisini: Bağlı olduğu anayasanın üzerinde bir otorite olarak görüyorsa... Bir gece ansızın: Anayasanın ilk üç maddesini: "İptal ettim" diye bir KHK çıkarıp... Resmî gazetede: Yayımlayabilir mi.. Efendim, efendim... "Yok artık mı" dediniz.. İyi ama... Bütün bunlar olmadı mı.. Oldu.. Anayasa mahkemesi... Ve diğer... Sivil asker bürokrasi ne yapabildi.. Hiçbir şey... Sivil toplum örgütleri engel olabildi mi.. Hayır... Demek ki neymiş.. Asıl tehlikede olan ekonomi değil... Demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti imiş... Yani: Rejimmiş... Kimileriniz: "Yahu dede ihtilâl olduysa... Zaten 6 yıl önce oldu... Şimdi yerine oturtuluyor..." diyebilirsiniz... Hatta... "Haklı" bile olabilirsiniz... Ancak... Ve her şeye rağmen... Henüz rejimin tam olarak... Değiştirilemediği kanaatindeyim... Enseyi karartmayın... Rejimin değişmesine izin vermeyeceğiz... Korku, endişe ve umut... Tarih boyunca... Diğerlerinden farklı zekâ yapısına sahip... Akıllı... Ve... Bir o kadar da "uyanık" olanlar... Pek de: Zeki ve akıllı olmayan insanların: Korku... Endişe... Ve... Umut duygularını sömürerek... Onlara üstünlük sağladılar... Servetlerini arttırdılar... Ve tabii ki: Egemen oldular... Bu süreçte: Her dinde var olan: Cennet ve cehennemi kullandılar... Cehennem: Endişe ve korku... Cennet ise: Umut idi... Günümüzde eğitimli insanlar... Korku ve endişeyle yönetilemedikleri gibi... Umutsuzluk saçanları da sevmiyorlar... Çünkü... Umut etmenin: "Yaşamak...". Korku ve endişenin ise: Güdülmek... Yönlendirilmek... Ve... Kullanılmak: Olduğunu öğrendiler... Konuk yazar... Yahu sen ne menem bir insansın... Evladına bile 10 TL harçlık verip on kere hesap soruyorsun... Bedava bir kâğıt parçası ile birilerine koskoca ülkenin, yer altı ve yer üstü zenginliklerini teslim edip, savaş kararı almaya kadar uzanan geniş yetkiler veriyor ama bir gün: Hesap sormuyorsun... Görüyorum ki bu ülkeye 10 TL kadar değer vermiyorsun... Ecdat emanetini ve ülke istikbalini zerre kadar önemsemiyorsun... Söz konusu çıkarın olunca hak, hukuk, adalet, din, iman tanımıyor on takla atıyorsun... Sonra da laf olsun diye de vatan, millet, ezan edebiyatı ile milliyetçi ve Müslüman taklidi yapıyorsun... Muhalefet hep iktidara yüklense de vatanı önce sen satıyorsun... Dr. Vecdet Öz AP Genel Başkanı Lütfen umut... Steven Pinker: "Doğamızın iyilik melekleri. Şiddet neden azaldı" adlı kitabında: Amerika Birleşik Devletleri'nin gelmiş geçmiş en başarılı başkanlarından olduğu kabul edilen Abraham Lincoln'ün bir sözünü hatırlatıyor: "Doğamızın iyilik melekleri bizi iş birliğine ve barışa yönlendiriyor...". Ve sonra da...