Devleti dinle yönetmek işine geliyor...

Erdoğan bu ülkenin Cumhurbaşkanı... Tek yetkiyle ülkenin dış politikasını tayin eden... Tek imzayla... Mecliste (Nerdeyse) oy birliğiyle kabul edilmiş İstanbul Sözleşmesi'ni iptal eden Erdoğan... Erdoğan İsterse... Adalet Bakanı'nı çağırır: "Bana, 6 yaşında evlendirilen kız çocuğu ve onunla evlenen kişinin savcılık ifadesini ve ses kaydını getirin" der... Bozdağ Peki... Erdoğan bunu ister mi.. Demek ki: İstemiyor... İsteseydi... Önüne gelen dosyayı... Yanındaki hukuk baş müşaviriyle inceler... Ses kaydını dinler... Ve sonra ulusa sesleniş konuşması yapar, şöyle derdi: "Aziz milletim... Türkiye Cumhuriyeti Devleti, böylesine vahşi bir din istismarını kabul edebilecek ülke değildir. Bu yargılama bir an önce yapılsın ve suç sabitse zanlılar cezalandırılsın...". Sonra da yine aynı konuşmasında... Öncelikle de "mütedeyyin" Müslümanlardan... Bu tür evliliklere izin vermemelerini... Eğer bu tür bir evliliği haber almışlarsa... Hiç vakit geçirmeden savcılıklara suç duyurusunda bulunmalarını isterdi... Bu satıları yazdığım saate kadar Erdoğan'dan bırakın benzer bir açıklamayı... Bu iğrenç din istismarını kınayan bir kısacık açıklama bile gelmedi... Erbaş Keza... Diyanet İşleri Başkanı... Adalet Bakanı... Ve... İçişleri Bakanı da sessiz... Neden.. Niçin kınamıyorlar bu olayı.. Devleti işgal etmekle meşgul siyasal İslâmcı... Tarikat ve cemaatlerden korkuyorlar da ondan... Soylu Hazırladıkları anayasa değişikliği teklifinde... Anayasa'nın 2. maddesine aykırı olduğu o kadar açık olduğu halde: "Dini inançları gibi giyinmek isteyenler" cümlesini kullanan... Kadınların saçlarını erkeklerin gözlerinden koruma altına almak için çabalayan Erdoğan... 6 yaşındaki kız çocuklarını... Din tacirlerinin tacizinden koruyacak kınamaları yapmaktan... Kanunların çıkarılmasını talep etmekten çekiniyor... Çünkü... Devleti dinle (!) yönetmek: İşine geliyor... Çapsız politikacılar Ünlü filozof Platon, günümüzden yaklaşık 2400 yıl önce: "Ya bilge kişiler yönetmeli devleti ya da devleti yönetenler bilge kişiler olmalı" demişti... Platon'un bu görüşünü aşağılayarak: "Çapulcuların ve cahillerin de ülkeleri yönetme hak ve özgürlüğü olmalı" diye düşünenler... yüzyılın daha ilk çeyreği bitmeden: Dünyayı... Ve insanlığı... Bugünkü: Berbat duruma getirdiler... ve 21. Yüzyılın bilim insanlarıyla... O bilim insanlarına... Özgür çalışabilecekleri ortamı yaratan iş insanları... Akademiler: Evrenin yaratılışından günümüze kadar geçen 4.5 milyar yılın... 4.999.999.900 yılında ancak gerçekleştirilen gelişmenin... Çok çok üstündeki bir düzeyi... Yakaladılar... Gelin görün ki... Bilim insanları ve iş insanları gelişirken... Politikacılar sürekli gerilediler... İnsanlığın en büyük düşmanı... İnsanlık için en büyük tehlike olan: Yoksulluk... Yolsuzluk... Yasakçılık... Kökten dincilik... Irkçılık... Ve... Savaş ihtirası... Hep bu: Vasat altı politikacıların... Bilim insanları... Ve... İş insanlarının gelişmişliklerinin: Gerisinde kalmaları yüzündendir... Haykırasım geliyor Canlarım... Günümüz dünyasında... Demokratik... Laik... En az eşitsizliği hedefleyen... Sosyal hukuk devletlerini koruyabilecek... Tek güç var: Birleşmiş Milletler... Ama o da eski BM değil... Çünkü... Askeri, siyasi ve ekonomik gücü yüksek 5 ülkeden biri... Katillerin yönettiği bir ülke için bile... İçlerinden biri reddederse... Yaptırım kararı alamayan bir: BM var... Dünya kaosa girdiğinde... Ülkeleri yöneten despot politikacılar akıl tutulması yaşadığında... Onları uyaracak güce sahip olmayan bir: BM var... Hırsız... Baskıcı... Yargıyı esir almış... Ama... Sandıktan çıkmakla övünen diktatörlerin yönettiği terör devletlerini: Cezalandırmaktan korkan... Bencil hesapçı... Ve... Vasat altı politikacıların yönettiği 5 ülkenin eline bırakılmış bir: BM var... Dünyaya... Olaylara... Ve... Ülkeleri yöneten politikacılara bakıyorum da: "Neredesin Ey Atatürk.. Neredesin ey Roosevelt!.. Neredesin ey Churchill!.. Neredesin ey De Gulle.. Neredesin ey Kennedy!" diye... Haykırasım geliyor. Yazık çok yazık Bir ara az daha CHP genel başkanı olması bile düşünülen bir profesör... CHP'nin "İkinci yüzyıla çağrı" adı altında açıklanan hükümet programı için şöyle diyor: "Küreselciliğin, neo-liberal anlayışa teslimiyetin modern mandacılığın manifestosudur, CHP'nin köklerinden açık ve kesin bir kopuştur, altı oka, Atatürk politikalarına reddiyedir...". Canlarım... CHP, tarihinde