Bizim oğlanbizim kız

Prof. Bilge Yılmaz, küresel tanınırlığı ve saygınlığı olan: Akademik akıllardan biri... Kılıçdaroğlu seçilebilseydi... Büyük ihtimalle ekonominin en etkin aktörlerinden biri olacaktı... Prof. Bilge Yılmaz Az sonra okuyacağınız kısa analizi, Prof. Bilge Yılmaz dün sosyal medya hesabında paylaştı... Ben de alıntıladım... Lütfen okuyunuz... Doğruları yapmaya cesaretiniz yoksa bu işe talip olmayacaktınız. Yetkiniz yok, cesaretiniz yok, ekibiniz yok, programınız yok. Yarattıkları garabetin kendilerini de yutacağını fark edince AK Parti'nin piyasaya sürdüğü "rasyonele dönüş" sözünün safsatadan başka bir şey olmadığını bugün açıkça gördük. Ekonomide kurtuluşumuz etkili bir para politikası ve iyi hazırlanmış bir istikrar programı ile mümkün ama ortada rasyonel politikalara dönüşü başaracak ne kadro ne istikrar programı var. Türkiye'nin yetersiz ve zayıf adımlar ile gidebileceği bir yer kalmamıştır. Hiçbir güvenilirliği ve saygınlığı kalmayan bir kurulla yol almaya çalışmak ödenecek maliyeti ağırlaştırır. Unutulmamalıdır ki, bugün yaratılan sahte iyimserlik yarınımızdan çalınan güvendir. Mehmet Şimşek Canlarım... Bir iktisatçı olarak bu minik analizi çok önemsiyor... Çok değerli buluyorum... Ancak... Sevgili dostum Reha Muhtar'ın dediği gibi: "What fayda..". Bilge Yılmaz'ı dinlemeye, yazdıklarını okumaya başladığım ilk günlerden beri: Ülkemiz için yararlı olduğuna inanıyorum... Ancak... Halkımızı da çok iyi tanıyorum... Seçme yaşına gelmiş yurttaşlarımızın yarısından çoğu halen: Dindar görünmeyi... Namaz kılmayı... Sürekli Allah'ın adını anmayı... Ve... Halka yakın durabilme becerisini göstermeyi: Bilgili... Deneyimli... Ve... Sağlam karakterli olmaktan çok daha önemli buluyor... O nedenle diyorum ki: Bilge Yılmaz gibi değerli kişilerin Türkiye siyaset arenasında: Kafaları yarılır... Kolları koparılır... Dilleri kesilir... Meselâ... İYİ Parti'nin 3. Olağan Kurultayı'nda, Bilge Yılmaz aday olmadı... Olamazdı da... Zira olsaydı da seçilemezdi... İttifak girişimi başladığı günden beri: "Altılı Masa'nın en çürük ayağı" diye tanımladığım Meral Akşener, kurultayda tek adaydı... Oy kullanan 1151 delegeden, 1127'sinin oyunu alarak yeniden genel başkan seçildi... Sözümün özü canlarım... Karizma ve "bizim oğlanbizim kız" particiliğiyle meydanlar: Bilge Yılmaz gibilerin değil... Vıcık vıcık siyaset yapabilen: "Bizim oğlanbizim kızların" olacaktır... Günün sözü Dostoyevski dedi ki: "Ya hatalarınla yüzleşir ya da hatalarınla yüzleşirsin. Cahil olmak ayrı, pislik olmak ayrıdır...". İmkânsızı beklemek... 1483 1546 yılları arasında yaşayan teolog ve Keşiş Martin Luther: Hıristiyan dünyasını... Dünya ülkeleri arasında: En başarılı... Ve... En zengin ülkeler haline getiren Protestanlık mezhebinin kurucusu... Kısaca hatırlayalım... 1600'lü yıllar Avrupası... Kiliseler, tıpkı bugün kimi AKP'li milletvekillerinin yaptığı gibi: Cennetten arazi satıyorlardı... Böylece hem papazlar zenginleşiyor... Hem de kiliseler bu şekilde: Servet sahibi oluyordu... Zavallı ve cahil halk: "Bu dünyada acı çeksem de ölünce cennette yerim hazır olsun" geri zekâlılığıyla elindeki üç otuz parayı papazlara ve kiliselere kaptırıyordu... Martin Luther işte o süreçte ortaya çıktı... Ve... Şöyle dedi: "Din; kiliseler ve papazlar tarafından zenginleşme, servet edinme ve güç sahibi olma aracı olarak kullanılıyor...". Ve... Bu açıklaması üzerine... Dini kullanan... Cahil halkın inancını istismar eden Kilise tarafından mahkemeye verildi... Duruşmada yargıçlara dedi ki: "İnsanları, cehennemle korkutup cenneti, parayla satıyorsunuz. Eğer gerçekten de var olduğuna inanıyorsanız cehennemi bana satın...". Yargıçlardan biri güldü: "Cehennemi kim alır ki..". "Eğer satıyorsanız ben alıyorum" dedi Martin Luther; "fiyatını söyleyin ödeyeyim...". Yargıçlar, aralarında konuşup... Cehennemi Luther'e bedava verme