İnsanlık tarihi kadar eski bir ibadet biçimi: Kurban

Kurban, Tanrı'nın verdiklerine bir şükür nişanesidir. Tanrı'ya yakın olmaya, sevgisini ve rızasını kazanmaya, verilen nimetlere şükretmeye vesile bir ibadettir. İlk kurbanın Hz. Adem'in oğulları Habil ve Kabil ile başladığına ve ilk kurbanı Habil ve Kabil'in Tanrı'ya sunduklarına dair genel bir kabul vardır. Cahiliye döneminde Arapların Kâbe'deki ve diğer yerlerdeki putlar için birtakım kurbanlar kestikleri kayıtlıdır. İslam dinince bu uygulamalar yeniden düzenlenmiştir. Kurban, insanlık tarihi kadar eski olan bir ibadet biçimi olup manevi değerlerin başında gelenlerdendir. Kurban, Allah'a şükretmek ve varlığına inanışı göstermek amacıyla yapılan bir uygulamadır. Kurban Bayramı ise; bu ibadet uygulamasının her yıl belirli günlerde gerçekleştirilmesidir. Hicri takvime göre kameri yılın son ayı olan ve "hac ayı" anlamına gelen Zilhicce ayının onundan başlayarak 4 gün süren bayrama Kurban Bayramı denir. Kurban kavramı Türk kültürünün ve pek çok milletin kültürünün temelinde pek çok işleve sahip bir kült ve semboldür. Manevi değerlerimize sahip çıkmanın bir yolu da bu değerleri yeni kuşaklara gereği gibi tanıtmaktır. Bu, her din ve kültürde esastır. Kur'an'da, kurbanın Hz. Âdem'in oğulları tarafından uygulandığına ve Hz. İbrahim'e oğlunun yerine kurban edilmesi amacıyla Allah tarafından bir koç gönderildiğine işaret eden ayetler bulunmaktadır. Koç kurban etme geleneği aslında Türklerin en önemli kurban geleneğidir. Örneğin Hunlar'da tanrılara kurban edilen hayvanların arasında en makbul olanı 'koç'tu. Ayrıca kurban hayvanları, özellikle de 'at' ve 'koç' Türklerde mezar taşı olarak da kullanılmıştır. Göktürklerde de görüldüğü gibi en önemli kurban hayvanları at, dağ koyunu ya da koçtur. Bunlardan atın göğe, koçun da toprağa kurban edildiği bilinmektedir. Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam gibi İbrahimî dinlerin ortak atası olan, Yahudilikte, Yahudiler ile Tanrı arasındaki özel ilişkinin kurucu babası sayılan, Hristiyanlıkta, Yahudi ya da Yahudi olmayan tüm inananların ruhsal atası olarak görülen, İslam'da ise Adem ile başlayan ve Muhammed'de sona eren peygamberler zincirinin bir halkası olarak işaret edilen Hz. İbrahim bir gün rüyasında oğlu İsmail'i kurban ettiğini görmüştür. Bu rüya üzerine Hz. İbrahim oğlunu kurban edecekken Allah tarafından "Ey İbrahim! Rüyana sadakat gösterdin, işte sana oğlunun yerine kurbanlık koç, onu kes!" emredilmiştir. İşte kurban ritüeli bu dini değer ile korunup süregelmiştir. Özünde Tanrı'ya şükür olan kurban ibadeti, Müslümanlar arasında Hz, Peygamber'in Medine'ye hicretinin ikinci yılında başlamış o yıldan günümüze kadar devam etmiştir. Kur'an'da kurban, Hac ibadeti esnasında kesilmesi istenen kurbanlar çerçevesinde ele alındığından kurban kesme sorumluluğunda temel şart olarak kabul edilen zenginliğin ölçüsü, normal hayat standartlarının üstünde bir maddî güce sahip olmaktır. Kurban, paylaşmak ve yakınlaşmaktır. Çoğunluğun kanısına göre kurban sünnet olup hali vakti yerinde olanlarca Kurban Bayramı'nın birinci günü bayram namazından sonra kurban kesilmeye başlanabilir ve üçüncü günü güneş batana kadar devam eder. Her hayvan kurban edilmez. Kurban deve, sığır, manda, koyun ve keçi ile sınırlandırılmıştır. Ayrıca deve beş, sığır ve manda iki, koyun ve keçi bir yaşını doldurmuş olmalıdır. Kör, topal ve çok zayıf hayvandan kurban olmaz. Kurban kesme işleminin hayvana acı çektirmeden yerine getirilmesi