Aça dokuz yorgan örtmüşler yine uyuyamamış

El sanatları, bir milletin yüzyıllar boyu süregelen yaşamı boyunca oluşan ve kuşaktan kuşağa aktarılan en önemli kültür varlıklarıdır. Türkler de binlerce yılda ve üç kıtaya uzanan kültürleriyle birçok el sanatı geliştirmişlerdir. Bu el sanatlarının en eski ve en güzellerinden biri de yorgan sanatıdır.

Yatakta örtünmeye yarayan içi pamuk ya da yün dolu, astarı ince pamuklu bezden, yüzü çeşitli ve desenli güzel kumaşlardan yapılmış geniş örtüye yorgan denir. Yorgan, örtünme, doğa koşullarından kendini koruma gibi gereksinimlerden doğup yaşamımızda en fazla kullanılan eşyalardan biri olan önemli bir kültür ürünüdür. İnsanların geceleri örtünmek için kullandıkları dikdörtgen biçimindeki örtünün Türkçe eski adı "yogurkan"dır. "Yogurkan" bugünkü yorgan sözünün atası ve başlangıcıdır.

İnsan doğumdan ölüme kadar yaşamının her aşamasında yorganla birliktedir. Doğacak çocuğa bebe yorganı, oğlan çocuklarına sünnet yorganı, evlenecek kıza çeyiz yorganı, hasta insana yas yorganı vb. adlarla yorganlar yapılır.

Anadolu coğrafyasında yorgancılık adıyla bilinen el emeğine dayanan önemli bir tekstil geleneği bünyesinde başlangıçta ihtiyaca yönelik olarak hazırlanan yorganlar, zamanla ustaların çabaları ve yaratıcı güçlerinin etkisiyle birer sanat eserine dönüşmüştür.

Türklerin savaşçı ve konargöçer bir yaşam biçimine sahip olması nedeniyle ilk yorgan örnekleri hayvan derisiyle, temel olarak, bir kumaş parçasından kesilen şeklin ya da motifin başka bir kumaşa dikilmesi yöntemiyle oluşturulan süsleme tekniği olan aplike tekniğinde yapılan örtüler ve yünün sıkıştırılması ile oluşturulan keçelerdir. Deri ve yünler, doğadaki çeşitli ham maddelerden elde edilen boyalar ile boyanmış ve aplikelere renk girmiştir. Böylelikle yorganların renk ve süsleme açısından çeşitlendirilmesi ve daha zengin görünmesi sağlanmıştır.1

Uygurlar, Türklerin yerleşik düzene geçmiş ilk büyük topluluğudur. Bu düzen değişikliği onların sanat anlayışlarının da değişmesine yol açmış, yerleşik düzenin tarımı geliştirmesiyle de pamuk yetiştirmiş ve dokuma sanatına pamuk girmiş böylece yorgan olarak kullanılan örtülerde pamuklu dokumalar kullanılmaya başlanmıştır. Uyku esnasında üşüme hissini gidermek için kullanılan yorganların üretim malzemelerinin sağlıklı olması gerekmektedir. Yorganların üretiminde kullanılan malzemeler ve dikiş teknikleri zamanla gelişme göstermiş, ürünlerin görselliğine verilen önem artmıştır.

Görselliğe o denli önem verilmiş ki yorgan üstü görsellerinde uygulanan motifler sanki mutluluk haykıran motiflerin dili olmuştur.

Her mesleğin bir piri vardır. Yorgancıların piri de Hallac-ı Mansur'dur. Bu nedenle saygın meslekler arasında sayılır. Osmanlı döneminde padişahların seferleri, şehzadelerin sünnetleri gibi nedenlerle gelenek gereği düzenlenen şenliklerde geçiş törenlerine katılan esnaf alayları arasında yer almanın yanında minyatürlere dahi yansımıştır. Osmanlı saraylarını, usta ellerin zengin motiflere, altın ya da gümüş teller, kıymetli taşlar eklemesiyle elde ettikleri ipek, kadife yorganlar süslemiştir. Bu yorganlar kimi müzelerde geçmişin yüz akı olarak sergilenmektedir.

Yorgan dikiminde kullanılan gereçler arasında iplik, dolgu malzemeleri ve çeşitli kumaşlar yer almaktadır. İplik; pamuk, ipek ve naylon iplikler yorgan dikiminde deseni oluşturmak, dolgu malzemesini sabitlemek için kullanılmaktadır. Naylon iplikler daha dayanıklı olduğu için ustalar tarafından tercih edilmektedir.

Yorganlarda dolgu malzemesi olarak yün, pamuk, yün ve pamuk karışımı malzemeler kullanılmaktadır. Yün dolgulu yorganlar kış, pamuk dolgulu yorganlar yaz için tercih edilmektedir.

Osmanlı döneminde, yorgan yüzü olarak kullanılan kadife, atlas, ipek, keten vb. kumaşlar altın ya da gümüş teller, değerli taşlar ve pullarla işlenip bezenmiştir.2 Yorganın alt kısmında kullanılan kumaşa "Astar", üst kısmında kullanılan kumaşa "Yüzlük" denilmektedir. Ustalar, yorgan dikiminde seçtikleri kumaşların ince olmasına dikkat etmektedir. Bunun nedeni, iç dolgu malzemesi ve kumaşın ağırlığının birleşip yorganı daha da ağırlaştırmasıdır.

Anadolu çeyiz geleneğinde yorgan kesinlikle bulunmaktadır. Yorgan olmadan yeni bir evin açılması mümkün değildir. Yapıldıkları dönemin birer tarihi belgesi olan yorganlar zamanla da çeyizlerde vazgeçilmez ürünlerden olmuştur. Bir çeyizde bulunan yorgan sayısı o kişinin ekonomik gücünün göstergesi olarak kabul edilmektedir. Yorgan dikme işlemine Anadolu'nun bazı yerlerinde yorgan sırıtma denmektedir.

Yorgan dikim aşamaları

Yorgan dikiminde ilk aşama; yorgan yüzü ve astarın "çatma" denilen dikiş ile dikilmesidir. Bu işlem tamamlandıktan sonra dolgu malzemesi doldurulur ve sonrasında bu malzemenin homojen dağılması amacıyla değnek ile yorgan arka ve ön yüzünden dövülür.

Yorgan dikimine geçilmeden önce dolgu malzemesinin kaymasını önlemek için belirli

aralıklarla teyel dikişi yapılır. Bu işlemin ardından uygulanacak modele göre 15-20 cm kadar