Sevgili okurlarım bildiğiniz gibi Mart ayı Ramazan ayı. Bu özel ay sadece oruç tutulan bir dönem değil; paylaşmanın, bereketin ve sofraların birleştirici gücünün en yoğun hissedildiği zamanlardan biridir. İftar sofraları, sadece açlık ve susuzluğun son bulduğu anlar değildir; bir araya gelmenin, sevdiklerinle geçirilen kıymetli dakikaların ve hatıraların lezzetle harmanlandığı özel buluşmalardır.
BİR LOKMADAN DAHA FAZLASI
Çorba kaşıklanırken edilen sohbetler, pideyi bölerken uzatılan eller ve iftar saatine dakikalar kala mutfakta yükselen heyecan Bunlar, Ramazan sofralarının en güzel yanlarıdır. Tek bir lokmanın bile israf edilmeden kıymetinin bilindiği, açlığın empatiye dönüştüğü bu sofralar, aslında bir kültür mirasıdır. Osmanlı'da iftar sofraları sadece aile üyelerini değil, ihtiyaç sahiplerini de ağırlar; zengin fakir demeden herkes aynı sofraya otururdu. Günümüzde de bu miras yaşatılıyor; büyük şehirlerden köy meydanlarına kadar uzanan iftar sofraları, Ramazan'ın ruhunu en güzel şekilde yansıtıyor. Ramazan, insanı yavaşlatır, sindirmeyi öğretir; sadece yemeği değil, hayatı da öğretir İftarda paylaşılan bir tas çorba, yalnızca açlığı dindirmez, aynı zamanda kalpleri de doyurur. İşte bu yüzden, Ramazan sofraları bir lokmadan çok daha fazlasıdır. Bereketin en güzel temsilidir. Bu hafta ilk sofranın ilk çorbası 'Esnaf' kitabımızdan. Sağlıkla, neşeyle, afiyetle
Haberin DevamıA-LÂ ZAHMAN ÇORBASI
Malzemeler (8 Porsiyon)
1 su bardağı kırmızı mercimek
2 yemek kaşığı ayçiçek yağı
1 adet soğan (buyuk boy, kuçuk doğranmış)
4 su bardağı et suyu
4 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı un
Tuz
1 su bardağı su
1 adet havuç (orta boy, tavla zarı doğranmış)
1 adet patates (orta boy, tavla zarı doğranmış)
1 adet taze yeşil kabak (tavla zarı doğranmış)

112