Kitabın ayak sesleri!

Türkiye her zaman şaşırtıyor, şaşırtmaya da devam edecek galiba çünkü sanırım dünyanın en dinamik ülkelerinden biri burası. Londra-İstanbul hattında bir aşağı bir yukarı dolaşan biri olarak her geldiğimde farklı şeyler dikkatimi çekiyor.Gözümüzün önünde olup bitenlerin farkındayız ama ne kadar idrak edebiliyoruz emin değilim. Benim gibi ara ara gelip gördüğünüzde değişim belki de kendini daha çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Bağdat Caddesi, önceki gelişlerimde hareketsiz, cansız, keyifsiz gelmişti. Muhtemelen pandemide aldığı darbeyi henüz savuşturamamıştı. Pek çok mağaza boştu ve ülkenin geneline hâkim olan pandemi sonrası belirsizlik havası burada da çok canlı biçimde yaşanmaktaydı. Konuştuğum insanların yüzlerinden sıkıntıyı okuyabiliyordum.Bu hafta İstanbul'da, devamlı boşanan ve sanırım Londra'dan alıp getirdiğim yağmura rağmen her yer günlük güneşlik. İnsanların yüzüne kan gelmiş. Bir neşe, tarifi zor bir iyimserlik. Bir tost ve bir kahveye 100 lira vermenin şokunu ben hâlâ yaşıyorum. Çünkü kulağım henüz bu rakamlara alışamadı. Kendimi dev bir havaalanında, havaalanı fiyatlarıyla başa çıkmaya çalışıyor gibi hissediyorum İstanbul'un göbeğinde. Ancak insanlar duruma alışmış. Sorunlar hallolmuş demiyorum ama bir şekilde şok atlatılmış. Bu yazıyı zaten farkında olduğunuz pahalılıkla canınızı bir daha sıkmak için değil, bir gözlemimi aktarmak için yazıyorum.İnsanlar okuyor. Hem de deli gibi, iştahla, hevesle, merakla ve heyecanla okuyor. Caddede iki yerde, Erenköy ve Suadiye'de açılan Penguen kitabevlerini bu defa iyice inceleme fırsatı buldum. Rafların içinde kayboldum. Üst üste dizilince boyumu geçecek kadar kitap aldım ve kafeye oturup torbaların arasında kaybolarak ganimetlerimi inceledim. Benim için İstanbul'da geçirdiğim en güzel zamanlardan biriydi. Londra'da Türkçe kitap bulmak, daha doğrusu, istediğiniz, aradığınız Türkçe kitabı bulmak imkânsıza yakın. Yurt dışına gönderim imkânları sınırlı, mümkün olduğu takdirde de postalama ve kargo bedelleri el yakıyor. E-kitap ise maalesef neredeyse yok. Yeni çıkan, merak ettiğiniz yerli edebiyat, inceleme, anı ve benzeri kitapları Londra'da okumak imkânsız. Sanırım fiziksel satışları korumak için bu konuda bilinçli bir tercih söz konusu. Keşke yeni çıkan yayınlar, e-kitap formatında en azından yurt dışında satışa sunulsa. Parantezi kapatıyorum.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6930049;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6930049;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarmehmet-tezkitabin-ayak-sesleri-6930049'