Gurbetteyiz

"Sürüldük gurbete, başladı çilemiz!

Dünya durdukça bitmez sınavımız!"

İnsan, sürgün yemiş bir varlık olduğu için yani sürüldüğü yeni yurdunda iki çetin durumla karşı

karşıya kaldı: Birincisi: Çile. Yerinden yurdundan uzaklaştırılmış olan garip insan; yeni yerine uyum

sağlayabilmek, alışabilmek, üzerindeki olumsuz havayı savabilmek için çok çile çekti. İkincisi: Sınav.

Yeni yurt ve yeni yurtta yaşayabilmesi için imkanlarnimetler verdi; ancak bu nimetler ve yurt yan gelip

yatsın diye verilmedi! Yeni yurtta yaşayabilmenin bedeli olan sınavı verirse ancak görevini yerine

getirmiş; yeni yurtta yaşamanın hakkını vermiş ve nimetlere layık olmuş olur. Bundan ötürü sınav

bitmez! Çünkü insanı gurbete süren, ona şunu da söyledi: "Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla;

mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!" (Bakara:155)

İnsan yaşadıkça Allah'ın rahmeti sayesinde gurbette çileler sona erebilir; ancak sınavı bitmez!

Sınavların çetinlerini ve çilelerin onulmazını Allah'ın elçileri verdi. Çünkü insan, çetin,

zaptedilmez, inatçı, nankör bir varlıktır! Bu özelliklerdeki biriyle uğraşmak zordur. Bu çile ve sınavlardan,

Allah'ın elçileri; Allah'ın rahmetiyle kurtulup sahili selamete çıkabildiler! Bir hedefe ulaşabilmek için çile

çekmek; insanın kendine düşeni yapma sorumluluğudur. Allah'ın elçisi Hz. Muhammed (s.a.v.) hendek

kazmadan da dua edip fırtınayı Allah verebilirdi. Ama o kendine düşeni yapıp (çile çekipbizzat hendek

kazıp) sonrasını Allah'tan istedi. Önce çile çek, sonra Rahmet bekle! Çekilen çilelerden örnekler:

Toplumumuzu gece gündüz inanmaya çağırdık,

Davetimiz, kaçmalarını fazlalaştırdı ancak!

Allah bağışlasın diye çağırdıkça onları,

Tıkadılar kulaklarına inatçı parmakları!

Kapattılar, kara yüzlerini libaslarıyla,

Kibirlendikçe kibirlendiler, dirençleriyle!

Sonra yüzlerini açtırarak duyuru yaptık,

Hem açıktan hem gizliden çağırdık.

Üzerinize gelecek büyük günün azabından korkuyoruz!

Aklınızı başınıza alıp dedik, yola gelmenizi bekliyoruz.

Şöyle dediler, kavmimizin yöneticileri:

"Sen apaçık bir sapkınlık içindesin besbelli."

Bizde sapkınlık yoktur, aksine biz,

Alemlerin Rabb'inin seçtiği bir elçiyiz.

Size Rabb'imizin mesajlarını bildiriyoruz,

Öğüt verip vahiyle bilmediklerinizi biliyoruz.

Doğruyu göstersin, iyiyi anlatsın size,