Buruk bayramlar

Bayramlar neşe ve sevinç günleridir. İnsanların sevinçlerini paylaşmaları, birbirlerinin hal ve hatırlarını sormaları ve dayanışma içerisinde olmaları, bayramlar aracılığıyla sağlanabilmektedir. Hatta dargınlar barışıyor, kin ve düşmanlıklar sona erdirilebiliyor.

p class"MsoNormal" style"text-align:justify;text-justify:inter-ideograph; text-indent:1.0cm"

p class"MsoNormal" style"text-align:justify;text-justify:inter-ideograph; text-indent:1.0cm"

p class"MsoNormal" style"text-align:justify;text-justify:inter-ideograph; text-indent:1.0cm"Müslüman toplumlarında bayramın önemi bu kadar büyükken ve değeri yüksekken toplumu oluşturan Müslümanların huzur ve güven içerisinde olması durumunda ancak bu sevinç ve neşe yaşanabilir. Günümüzde, içinde bulunduğumuz durum; sözünü ettiğimiz bayramların sevinç ve neşesini yaşamaya üzülerek belirtiyorum ki uygun değildir. Yanı başımızda kardeşlerimiz; aç, susuz, ilaçsız, tedavisiz olarak azap çekerken; işkence içerisinde yaşama mücadelesi verirken bir vücudun organları olan (hadis) bizlerin rahat içerisinde sevinçle bayramları kutlaması da mümkün olmamaktadır.

p class"MsoNormal" style"text-align:justify;text-justify:inter-ideograph; text-indent:1.0cm"

p class"MsoNormal" style"text-align:justify;text-justify:inter-ideograph; text-indent:1.0cm"Tahmin ettiğiniz gibi, Filistinli kardeşlerimizden söz etmeye çalışıyorum. Dikkat çeken bir nokta da bu kardeşlerimize bu azabı; insanlık canavarı Siyonist yönetim, ya haftanın bayramı olan cuma gününde (hadis), ya da ramazan ve kurban bayramlarında çektirmektedir. Özellikle Siyonun çocukları bu kardeşlerimize sevinci de yaşatmak istemiyorlar. Onlara yaşama hakkı tanımadıkları gibi, neşeli olma hakkı da tanımıyorlar. Bildiğiniz gibi eskilerin bir sözü var kulaklarımızda çınlayan: "Hafıza-yı beşer nisyan ile malüldür!" Bugünkü dille söylersek: İnsanın belleğinin unutma gibi bir hastalığı var. Bu nedenle ben de eski şiirlerime göz atınca 22 Temmuz 1982'de yine bir Ramazan bayramında Siyonist yönetimin Filistinli kardeşlerimize uyguladıkları soykırım üzerine yazmış olduğum şiirimi gördüm şiir dosyalarım arasında. İnşallah kitap olarak bastırmayı düşünüyorum. Şiir şu şekildedir:

p class"MsoNormal" style"text-align:justify;text-justify:inter-ideograph; text-indent:1.0cm"

FİLİSTİN

1

Oluk oluk kanla;

Kırmızı kırmızı sulanan,

Yemyeşil Filistin vadileri!

Ah Filistin!

Yazabilseydim bir destan sana özgü!

Neye yarar ki yazmak!

Özbeöz toprağından kovuluyor Filistinli. Hey şanlı Filistin!

Ellerimi sana uzatamamışlığın,

Ezikliğiyle yanıyor yüreğim.

2

Yükseliyor sütunlar zulümden,

Büyüyor ağzı gitgide;

Yutmaya hazır canavarın,

Filistin dağlarında.

Ülke Filistinlinindir,

Filistin adıyla anılmakta pınarlar.

Dayanmış kapılarına,

Topa tutuyor, kursağına indirmek için;

Küçük çocukları, kadın ve yaşlıları;

Ahı göğe çıkmış suçsuz insanları;

Mülteci kamplarında savunmasız!

3

Onlar da kutluyorlar bayramı!

Villa ve konforlar ne gezer;

Kuş tüyü yastıklar,

Sımsıcak anne kucağı!

Evsiz ve aç,

Barut kokusunda yetim;

Buram buram duman,

Kutluyorlar şekersiz bayramı!

Korku ve endişe,

Karartmıştır ufkunu çocukların;

Beyrut sokaklarında!

4

Hey kısık kısık öten baykuş!

Acı gelmeyecek kanın senin de;

Vampirlere çok geçmeden.

Bugün Filistin, yarın sen!

Kurutuluyor çeşmeler bir bir,

Baksana yerle bir edilmiş;

Filistin'de yaşamasın diye çocuklar.

5

Hey çocuk! Büyüyorsun,

Onlar da büyüyorlar.

Kurmuştu bir mezbaha;

Ben yaşayayım diye,

Firavun vaktiyle,

Yaşamasın diye çocuklar!

Usumuzdan gitmez ki bunca zulüm,

Bekle çocuk!

Kuruyacak bataklık, bitecek zulüm,

Save nasıl kuruduysa.

Ne de olsa zalimlerin de sonu ölüm!

6

Hey kuyu sahibi!

Gökdelenler nedir ki sığındığın,