Protestolarda CHP'li Yüreğir Belediye Başkanı niye yok

Geçtiğimiz günlerde Seyhan ve Ceyhan Belediye Başkanlarının tutuklanmasına karşı Adana'nın dört bir yanında yankılanan bir ses vardı: "Adalet!"

Bu ses, sadece iki başkanın değil, halkın iradesinin ve demokrasiye olan inancın sesi olarak Seyhan Belediyesi'nin önünden tüm Türkiye'ye duyuruldu. CHP'li belediye başkanları, milletvekilleri, meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar, bu adaletsizliğe karşı omuz omuza durdu. Çukurova Belediye Başkanı oradaydı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı oradaydı. Herkes yerini aldı. Herkes dayanışmanın, birlikteliğin gereğini yaptı.

Ama biri yoktu.

Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı.

Demirçalı'nın yokluğu sadece fiziki bir yokluk değildi. O yokluk, bir sessizliği değil, bir tercihi temsil ediyordu. Bu tercih; Saray'a gitmeyi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la özel görüşmeyi, ama halkın iradesine sahip çıkmayı gerektiren bir protestoya katılmamayı seçen bir tercihti.
Şimdi sormak gerekir:

Bir CHP'li, halkın seçtiği iki belediye başkanı hukuksuzca tutuklandığında sessiz kalabilir mi
Partisinin bütün organları sokağa çıkmışken, halkın adalet talebine sırtını dönebilir mi
Ali Demirçalı, susarak tarafsız kalmadı. Sessizliğiyle iktidarın yanında hizalandı. CHP'nin ilkelerine, demokrasiye ve seçmenin iradesine değil; Saray'ın gölgesine sığındı.
Kamuoyu, bu tür davranışları unutmaz. Sessizlik, bazen çok şey söyler. Ve bu sessizlikteki söz, açıkça şudur: "Ben sizinle değilim."