Masum çocukların, çaresiz yetişkinlerin açlıktan öldüğü Gazze'de gıda yardımlarını engelleyen Netanyahu'ya sorarsanız, orada açlık yok. Her şey yolunda.
Herhâlde Gazze civarında bulunan İsrail askerleri hakkında konuştu.
"Onların kumanyası aksamadı, hiçbir askerimizi ve polisimizi aç bırakmadık" demek istiyor olmalı.
Onun anlayışına göre, diğerleri zaten insan hükmünde değil.
*
Neto'nun kankası Tramp ise aynı görüşte değil.
Televizyonda seyretmiş… Bir de bakmış ki Gazze'de açlık çekenler var. Gıdaya ulaşmakta sıkıntı büyük. Yardımlar ulaşmıyor. Çocuklar bir deri bir kemik kalmış. Bebekli annelerin sütü tükenmiş.
Vay canına!
İyi ki vakit bulup televizyona bakmış Tramp. Yoksa haberi olmayacaktı.
*
Dünyanın bütün fayları adres değiştirmeli…
İnancım odur ki deprem yanlış yerden vurdu. Kamçatka'da değil, İsrail'de olmalıydı.
8.8 değil, 9.8'lik son derece oynak, hareketli bir ritimde gelseydi, Neto'yu olduğu yerde iyice bir hoplatsaydı…
Yüreğini -varsa tabii- ağzına getirseydi, çok makbule geçerdi.
*
Soykırımcı Neto, yaptıklarını bütün gücüyle inkâr etmeye çalışsın.
Dünyanın her tarafında insanlar Gazze'de olup bitenin farkında.
İsrail içinde de vicdan sahibi kişiler var.
Kişilerin ötesinde İsrailli iki örgüt orada soykırım yapıldığını açıkladı birkaç gün önce.
*
Mısır'da halk pet şişelerin yarısını pirinç ve mercimek doldurarak denize bırakıyor.
Bazı şişeler Gazze'ye ulaştı.
Sahilde yakaladığı şişenin içinde bir kâğıt bulan Gazzeli, üstündeki yazıyı okuduğunda gözleri doldu.
"Sizi seviyoruz" yazıyordu şişeden çıkan kâğıtta.
*
Fransa, Filistin devletini tanıyacağını açıkladı.
İsrailliler o kadar kızdı ki, hepsi birden ayağa fırladı. Zıplayıp tepinmeye, Makron'a açıkça tehdit yağdırmaya başladılar. Paris sokaklarında güvenlik sağlanamayacağından bahsettiler.
Ardından İngiltere de aynı yolu izleyebileceğini duyurdu. Başbakan Filistin'i tanıyacağını açıkladı.
*
Makron bir yol açmış oldu ama tek etken o değil. İngilizler sokaklarda İsrail'i lanetlemeyi sürdürüyor.