Kur'an sesiyle büyüyen bir cazcının kalbimizdeki melodileri

Bazen bir şarkıyı dinlerken dünya ile irtibatınız kesilir ve vecd halinde başka bir aleme doğru yolculuğa çıktığınız hissine kapılırsınız. Her ne kadar bu durum bir yanılsama gibi görünse de aslında şarkıyla birlikte, kalbinizi ve zihin dünyanızı kuşatan deruni duyguların vecd halidir bir bakıma…

"Odd Poetry" şarkısını dinliyorum… Bu nasıl bir müzikal şölen, sanki insanüstü bir varlık var karşınızda ve kalbinizi söküp alıyor içinizden… Şarkıyı saatlerce arka arkaya dinliyorum, içimdeki hüzünler, gözyaşı olup akıyor yanaklarımdan. Sonrası boşluk ve derin bir huzur…

Bu şarkının sahibi Dhaffer Youssef (Zafer Yusuf). Çok uzaklardan değil, bizde birisi. O Tunuslu bir Udi ve cazcı… Müezzin bir dedenin dizinin dibinde kulağına dolan eşsiz Kur'an sesleri ve annesinin mırıldandığı şarkılarla büyümüş bir sanatçı.

Tunus'un kıyı şeridinde Mehdiye ve Munastır şehirleri arasında bulunan Teburca adlı küçük bir kasabada cami ile ev arasında geçen hayatı, Dhaffer'in müzikal yolculuğunda ilahi bir yakarış gibi icra ettiği müziğinin bir bakıma anahtarı konumundadır. Tunus'un kültürel köklerinden beslenen özgün havalarından Arap lirizmine, Akdeniz esintisinden Kavvali geleneğine, Sufi rüzgârlarından Hint müziğine kadar geniş bir kültürel iklimde oluşur onun müziği.

Sesiyle ulaşabildiği her iklimin yerlisi, sesinin ulaşamadığı iklimlerde ise bir sürgün gibidir Zafer Yusuf… Vokaline eşlik eden udunu paranteze alarak, avaz ve enstrüman bağlamında söylediği şu sözleri sanatçının müzikal derinliğini çok net olarak tanımlamaktadır: "Vokalim yeni sesler keşfetmemi sağlayan bir enstrüman. Ud, vokalimin bir uzantısı. Aynı zamanda vokalim de udumun bir uzantısı. Vokalin sınırsız bir kapasiteye sahip olduğuna çok eminim. Tıpkı diğer enstrümanlar gibi onun üzerine de çalışmanız lazım."

Müzik onun için her zaman bir teselli kaynağı olmuştur. Öyle ki hastalığında bile en etkili ilacı ve kader arkadaşıdır müzik…

Tunus'un dünya sahnesine kazandırdığı udi Dhafer Youssef, müzik konusunda çalışmalar yapabilmek için 1990 yılında ülkesinden ayrılıp, Viyana'ya taşınmıştır.

Kuşkusuz Dhafer, müziğin ana merkezlerinden birisi olan Viyana'ya gitmeseydi bile kendi ritmini bulup melodilerini müzikseverlerin kalbinde uçurmaya ve avazını bir yakarış olarak hakikate hasretmeye devam edecekti.

"Aldığım yol, nerede doğduğumdan daha önemli" diyen Dhafer Youssef, için müzik bir duadır adeta, seslerin mucizesiyle daha yukarılara tırmanmak gibi bir şey yani..

Aslında o hep aynı melodinin peşinde, hep o büyük şarkıyı söyleme yolculuğundadır. Elektronik altyapılar üzerine uduyla işlediği o sessel nakış ve aşkın olanın son perdesine tutunarak sesiyle varmaya çalıştığı yer, her zaman uzun bir sınırsızlığın ince çizgisi üzerinde yürüyerek müziğin o büyük göğündeki yıldızlara ulaşmaktır…

Cazda varmak istediği makam ise, Muhammed Omran ile Miles Davis arasında bir yerdir. Debisi yüksek ve coşkun akan bir ırmak…

Yaptığı müziğin yelpazesindeki türler arasında bir hiyerarşinin değil, serbest bir etkileşimin izleri bulunmaktadır.

Tanıştığı yeni kültürlerle daha da zenginleşen müzikal anlayışı, bugün toplamda ortaya çıkan Udi ve cazcı