Hukukun üstünlüğü, özgürlükler ve kalkınma vaadiyle yola çıkan AK Parti iktidarıyla öyle bir Türkiye ikliminde yaşar hale geldik ki aklın ve vicdanın iflas ettiği bir yerdeyiz artık
Hayıflanmamak elde değil Yıllarca bu ülkede asker ve yargı vesayetinden şikayet ettik, demokratik değerlerin hakim olduğu bir Türkiye hayali kurduk. Biliyoruz ki AK Parti de aynı hayallerle iktidar olmuştu.
Şimdi geldiğimiz noktaya bakar mısınız, siyaseti 'vesayet ayıbı'ndan kurtarma iddiasıyla iktidar olan AK parti, sonunda memleketi yeni bir 'vesayet ayıbı'na mahkum etti.
İşte sözün bittiği yer de burası olsa gerek... İstanbul'un en büyük ilçelerinden birisi olan Esenyurt'un belediye başkanı Ahmet Özer alacakaranlık baskınıyla gözaltına alınıyor, sonra tutuklanıyor ve hiç zaman kaybetmeden kayyım atanarak belediye AK Parti'ye devrediliyor.
Garip olan şu ki MHP lideri Devlet Bahçeli'nin terörist başı Öcalan'ı Meclis'e davet ettiği bir Türkiye'de, hiç de inandırıcı olmayan suçlamalarla millet iradesiyle seçilen bir belediye başkanının tutuklanmasıdır. Umarız bir gün savcılarımız, meselenin bu boyutuna da bakma ihtiyacı hissederler.
Gerçi Türkiye'de yargı biraz rötarlı çalışıyor ama neyse
Mesela, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı belediye başkanı Ahmet Özer'le ilgili yaptığı gözaltı açıklamasında Özer'in 'on yıldır takip edildiğini' söylüyor. Bu on yıl içinde Prof. Dr. Ahmet Özer üniversitelerde öğretim üyeliği, rektörlük ve farklı kurumlarda görevlerde bulunmuş. Yargı bu süre içiresinde, iddia edildiği gibi 'terörle ilişki' meselesini ya görememiş ya da görmezden gelmiş.
Dahası, Ahmet Özer adaylık için talep edilen 'temiz kağıdı' belgesini savcılıktan alarak aday olmuş ve seçimi kazanarak Yüksek seçim Kurulu'ndan başkanlık mazbatasını da alıp göreve başlamış.
Ama neler olmuş ve nasıl olmuşsa, memleketimizin güzide yargıçları Ahmet Özer belediye başkanı seçildikten tam 7 ay sonra, terörle ilişkisi olduğu iddiasıyla gözaltına alma ihtiyacı hissetmişler. Muhtemelen Özer belediye başkanı seçilmeseydi, kimsenin umurunda olmayacaktı
Bu konuda kafaları karıştıran bir başka ayrıntı da Özer göz altısının, Ekrem İmamoğlu'nun "Cumhurbaşkanlığı adaylığını resmen ilan etti" şeklinde değerlendirilen 29 Ekim gecesi Yenikapı konuşmasının hemen ertesinde yapılmış olması Ahmet Özer'in tutuklanmasının işaret ettiği bir adresi var mıdır bilemem ama ilginç bir tesadüf olduğu muhakkak.Kim ne derse desin, Türkiye an itibariyle yargının üzerine 'vesayet gölgesi' düşen bir ülke konumuna gelmiş bulunuyor. Daha net ifade etmek gerekirse, millet iradesi 'vesayet'e kurban edilmiştir. Çünkü bu dava kelimenin tam anlamıyla adrese teslim siyasi bir davadır.
Meselenin bu boyutunu daha iyi anlayabilmek için, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın grup konuşmasında önce CHP lideri