Modern dönemde Müslüman dünyanın en kafa karıştırıcı konularından birisi, "Şeriat devleti" tartışmasıdır. Müslümanların 1400 yıllık tecrübesini yok sayarak Kur'an'ın mesajını reel hayattan koparıp klasik teoriye hapseden İslam uleması, dini icat ettikleri bir "şeriat devleti" modeline indirgemişlerdir.
Oysa İslam'ın kesinlikle bir devlet talebi yoktur. Din, toplumların inşa edeceği devletin adıyla ilgilenmez, vazettiği temel ilkeler bellidir; adaletli olmak, hakka-hukuka riayet etmek, kimseye zulmetmemek, başkalarının malına-canına, namusuna tasallutta bulunmamak, her an Allah görüyormuş gibi hesap verebilir olmak
Bugünün dünyasında bile hala bir 'hukuk devleti' inşa edemeyen İslam ülkelerinin önemli bir bölümünde yürürlükte olan "Şeriat devleti", yasakçı ve despot bir devlettir. Bu ülkelerdeki 'din polisleri' kimlerin 'salih' ya da 'fasık' olduğu, kimlerin namaz kılıp kılmadığı, kadınların başlarını örtüp örtmediği ve buna benzer olayları denetler.
Esas talihsizlik şu ki yüzyıllar içinde oluşan bunca tecrübeye rağmen, Türkiye'de de İslam fıkhına vakıf bazı din alimlerinin 'şeriat devleti' hayali kuruyor olmalarıdır.
Bu çerçevede, geçtiğimiz günlerde Hayrettin Karaman Hoca'nın Kur'an Araştırmaları Vakfı'nda "ötekine adalet" konusundaki bir konuşmasını dinledim videodan.
Öyle anlaşılıyor ki Hayrettin Hoca kafasında bir 'şeriat devleti' modeli oluşturmuş, buna göre insanları tasnif ediyor ve onlara adaletin nasıl dağıtılacağını belirliyor.
Hoca özetle diyor ki:
-"Adil davranmak, eşit davranmak demek değildir.
-Adalet herkese hak ettiğini vermektir.
-Öteki, kafirlerdir. Çeşitli kafirler var, Peygamberimiz zamanında Müslümanlar ve kafirler vardı.
-Türkiye'de 86 milyon insan var. Bunların 10 milyonu resmen gayri Müslim olsun, ateist olsun.
-Hepsinin nüfus kağıdında dini İslam yazıyor, ama namaz yok, abdest yok.
-Salih olanla fasık olana aynı davranamayız. Mesela kamuda görev veremezsiniz, fasıka devlette görev veremeyiz. Bunlar pembe öteki
-Milyonlarca fasık var ve bu ülkede yaşıyor, bunlar da öteki. Bunları Müminlerle aynı sayamayız. Bunlara eşit değil, adil davranırız."
Muhtemelen Hayrettin Hoca, kimlerin fasık, kimlerin salih mümin olduğunu ölçen bir aygıt geliştirmiş olmalı ki onlara devlet katında görev bile verilmemesi gerektiğini söylüyor. Peki bu anlayışa göre yarın bir başka hoca çıkıp, "Müslümanım deyip, gerçek anlamda salih mümin olmayanlar da devletin bazı imkanlarından yararlandırılmamalıdır" derse, şeriat böyle gerektiriyor mu diyeceğiz
Doğrusu günümüzdeki geleneksel İslam ulemasının, sanki dinin tek sahibi ve temsilcisiymiş gibi davranmalarını anlamak mümkün değil. Allah, başta insan olmak üzere yarattığı bütün varlıklara, hatta kendisini inkar edenlere bile nimetlerini esirgemeden bahşetmiş ve hiçbir ayrım da yapmamıştır.