İmamoğlu'ndan Gazze dersi

31 Mart seçimleri yaklaşırken siyasi mücadele de kızışıyor. Bizim ülkemizde seçim yarışları modern demokratik toplumlarda olduğu gibi, adayların kendi halklarına yapacakları hizmetlerden çok belli kutsallar, dini değerler ve de "vatan-millet" hamaseti üzerinden yapılır.

Bugün itibariyle Türkiye'de ekonomik kriz yüzünden insanlar derin yoksulluk yaşıyor, emekliler ayakta kalabilme mücadelesi veriyor ve insanlar geleceklerinden umutsuz. Doğal olarak seçim öncesi siyasetçilerin, belediye başkan adaylarının toplumun bu sıkıntıları konusunda çözüm önerileri sunmaları gerekir, çünkü normal ülkelerde böyle olur

Ama biz, özellikle iktidar partisi ve ortaklarından kampanyada nasıl bir söylem duyuyoruz, 'muhalefet gelirse din elden gider, bekamız tehlikeye girer' benzeri hamasi söylemler. Ve Gazze üzerinden siyasi rant hesapları Mesela AK Parti İstanbul Büyükşehir belediye başkan adayı Murat Kurum seçimi kazanabilmek için "31 Mart'ta Gazze'deki mazlumlar sevinecek, Gazze'de elini bize uzatan kardeşlerimiz sevinecek. Gazzeli yavrularımız sevinecek" diyerek Gazze'deki insanların acılarını seçime meze yapmaktan çekinmiyor.

Genel olarak insani meselelerde duyarlı bir toplum olduğumuzu söylemek pek mümkün değil. İsrail Gazze'de 7 Ekim'den bu yana aralıksız katliamlar yapıyor ve kelimenin anlamıyla soykırım suçu işliyor.

Dünyanın değişik coğrafyalarında ve özellikle de Batı dünyasında soykırıma destek veren iktidarların aksine toplumlar, 5 aydan buyana neredeyse her gün milyonluk protesto eylemleri düzenliyor ve İsrail'in cinayetlerini lanetliyor. Türkiye dahil, İslam ülkelerinde ise sayıları iki-üçü geçmeyen cılız mitingler dışında utanç verici bir sessizlik hakim.

Gazze konusunda iktidar ve toplum olarak somut adımlar atamıyoruz ama İsrail'in bombalarıyla küçücük bedenleri parçalanan çocukları siyasi malzeme yapmakta ve kelepir Gazze mücahitliğinde de çok başarılıyız!

Türkiye ve diğer Müslüman ülkelerin duyarsızlığına artık alıştık. Aslında meseleye Türkiye açısından baktığımızda daha vahim bir tablo ile karşı karşıyayız. Çünkü bizim iktidarımız, sanki Gazze'de çocuklar, siviller katledilmiyormuş gibi İsrail'in faşist yönetimine lojistik destek sağlamaktan asla vazgeçmiyor. Her gün gemiler İsrail'e demir-çelik ve gıda maddeleri taşımaya bütün hızıyla devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde KARAR'ın manşet haberinden verilmişti, Türkiye'nin İsrail'e ihracatı Şubat ayında yüzde 20 artmış.

Dindar-muhafazakar olduklarını sandığımız dernekler, vakıflar ve cemaatlerden bu garabete Allah için en küçük bir itiraz sesi bile yükselmiyor. Aynı şekilde sol çevrelerin de bir Gazze duyarlığı taşıdığını söylemek mümkün değil.

Neyse ki bu konuda susmayan, sesini yükseltenler de var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gazze Yardım Tırları Uğurlama Programı'nda yaptığı konuşmada, İsrail ile ticaretin derhal durması gerektiğini söyledi.