Adalet Müslüman dünyaya neden uğramaz

Günümüz İslam dünyasının hukukta, adalette, bilimde, teknolojide yaşadığı hazin tabloyu gelişmiş dünya ile kıyaslamak bile insana hüzün veriyor. Kabul edelim ki Türkiye dahil bütün İslam toplumları yaşadığımız çağı anlama ve algılama yeteneğini tümden kaybetmiş durumdalar. Dolaysıyla İslam ülkelerinin evrensel hukuk normları temelinde bir hukuk devleti inşa etmeleri pek mümkün gözükmüyor.Açıkça ifade etmek gerekirse Müslüman toplumların 'dünyalı' olamamasının temelinde iki ana yaklaşım yer alıyor. Birincisi, şeriat, İslam medeniyet projesinin temel bileşeni olarak kabul edildiği için doğal olarak şeriat olmazsa Müslüman toplumların Hristiyan toplumlardan bir farkının kalmayacağına inanılmaktadır.İkinci ana yaklaşım ise, Müslümanları şeriattan yoksun bırakan sömürgecilik ve kültürel istiladır. Dolayısıyla bu süreçleri tersine çevirebilmek ve bağımsız bir medeniyet kurabilmek için öze dönmek şarttır. Öze dönmekten kastedilen; Müslüman toplumları Batı'ya ait bütün kültürel, sanatsal ve bilimsel ürünlerden arındırarak saf bir şeriat devleti tasavvurudur.Ancak tarihsel tecrübeler göstermiştir ki İslam ülkelerinin hemen tamamında "Şeriat devleti" romantizmiyle çıkılan yolculukların hepsi sonunda despotizmle sonuçlanmıştır. Çünkü İslam çağdaş dünyanın diliyle yeniden yorumlanamadığı için demokrasi, özgürlük, şeffaflık ve 'hukuk devleti' gibi modern değerler reddedilmiş, bu yüzden de reel dünya ile Müslümanların arasındaki mesafe giderek açılmıştır. Yani Müslüman toplumlar bir türlü dünyalı olamamışlardırKuşkusuz bugünkü İslam ülkelerinin hiçbirinde "Şeriat devleti" kurmak gibi bir proje yok elbette, ancak rasyonel akıl ve bilimle bağları zayıfladığı ya da hiç kurulamadığı için insan hakları temeline dayalı bir 'hukuk devleti' inşa etmeye niyetleri de yok.En somut örnek Türkiye Kırık dökük de olsa hatırı sayılır bir demokrasi tecrübesine sahip olan Türkiye, hukuk devleti konusunda önemli mesafeler almış, ancak AK Parti iktidarının özellikle son döneminde, elde edilen hukuki kazanımlar neredeyse sıfırlanma noktasına gelmiş bulunuyor.Maalesef 'hukuk devleti' hedefiyle yola çıkan AK Parti, kendi iktidarı döneminde gerçekleştirdiği hukuk reformlarını bile inkar eder bir noktaya geldi bugün Bu yüzdendir ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına meydan okuyor, Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını tanımıyor.Şu günlerde yaşadığımız yeni bir hukuk faciası, nasıl bir hal içinde olduğumuzu özetleyen ibret verici bir örnek niteliği taşıyor. Bilindiği gibi gazeteci Cemal Kaşıkçı 2018 yılında Suudi Arabistan'ın İstanbul başkonsolosluğunda Veliaht Prens'in talimatıyla özel olarak gönderilen adamlar tarafından acımasızca katledilmiş ve cesedi asitte eritilerek yok edilmişti.Hatırlayalım o günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan sert açıklamalar yapmış ve şöyle demişti: "Suudi üst