Özbekistan notları

Orta Asya olarak bilinen bölgede Türk halklarının yaşadığı coğrafyanın adıdır TÜRKİSTAN.

Batı ve Doğu olarak Türkistan iki ana kısma ayrılmaktadır.

Batı Türkistan; bugünkü Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan'ın tamamı ile Kazakistan'ın büyük bir bölümü ve Afganistan'ın bir kısmını kapsamaktadır.

Doğu Türkistan ise Çin işgali altında Uygur Türklerinin yaşadığı resmi kayıtlarda Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak geçentopraklara verilen isimdir.

Diğer bir bilgi notu şudur: Kuzeyde Doğu Rusya'dan başlayıp Ural dağlarına, güneyde Aras Irmağı ve Karadeniz sahillerine, batıda Moldova Gagauzeli ve doğuda Ural dağları ile Hazar denizinin sınırlarını oluşturan bölgeye de "Türkeli" denmektedir.

Bugün Batı Türkistan Cumhuriyetleri dağılan Sovyetler Birliği sonrası bağımsızlığını elde ederken, 1949 yılında komünist Sovyet Rusya'nın askeri yardımları ile kaderi Çin yönetimine terk edilen Doğu Türkistan hâlâ işgal altında. Seyahat özgürlüğü kısıtlı, din ve vicdan özgürlüğü yasaklanmış ve etnik temizlik yani asimilasyon politikaları Çin devlet güçleri tarafından en ağır şartlar içinde sürdürülmektedir.

Dileğimiz ve duamız, Batı Türkistan gibi Doğu Türkistan'ın da bir an evvel bağımsızlığını elde ederek özgürleşmesidir.

Bu bilgilendirme ve duamızdan sonra asıl konumuza dönelim.

Özbekistan, Türkistan olarak anılan ve Türk halklarının vatanı olan ve halen yaşadığı coğrafyanın içindeki bir Türk devletidir.

Diğer Türk devletleri ve Türk illeri olduğu gibi Özbekistan'da biz Türkiye Türklerinin de Ata Toprağımız, Öz Vatanımız, Ana Yurdumuzdur.

Farklı devlet ancak aynı milletiz.

Özbekistan'a ilk olarak Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecinde 1990'da, ikinci gelişim ise 1997 yılında bağımsızlığının 6. yılında gelmiştim.

Şimdi ise 27 yıl aradan sonra tekrar gelmek nasip oldu ve bambaşka bir Özbekistan ile karşılaştığımı ifade etmek isterim.

Çünkü, önceki gelişlerimde Müslüman Türk yurdunda Rus siyasi varlığı, devlet otoritesi ve kültürünün ezici bir şekilde etkinliğinin yani her alandaki Rus hakimiyeti beni rahatsız etmişti.

Bu gelişim de ise hızlı bir değişimin sonucu her alanda gelişen ve güçlenen bir Özbekistan'ı ötesinde kendi öz kimliğinin ifadesi olan dini değerler ve kültür özgürlüğüne kavuştuğunu görmek beni çok mutlu etti.