Filistin'de bitmeyen acının adı "en-Nakba"

Tekrar bir Yahudi devleti kurma hayaliyle yaşayan Yahudiler, bu rüyaları için yaklaşık iki bin sene beklemek zorunda kaldılar. Bu hayalleri, gasp edilen Filistin toprakları üzerinde İngiltere öncülüğündeki Batı'nın yardımıyla 14 Mayıs 1948'de İsrail'in kurulmasıyla gerçekleşti.

Bu tarih Siyonist İsrailliler için bir zafer olmakla birlikte Filistinliler için ise büyük felaket anlamına gelen "en-Nakba" olarak adlandırılmaktadır.

Diğer bir ifadeyle: "Büyük Felaket" anlamına gelen "Nakba" Filistin halkının yaşadığı derin acıların adıdır.

Çünkü İsrail'in devlet ilanıyla birlikte 500'den fazla köy Siyonist İsrail tarafından yerle bir edildi, çok sayıda Filistinli hayatını kaybetti, hayatta kalan yaklaşık 800.000 Filistinli öz vatanlarını terk ederek en yakın Arap ülkesine sığınmaya mecbur kaldı.

'NAKBA' yani 'Büyük Felaket' olarak tarihe gecen 15 Mayıs 1948 ise Filistinli mülteciler sorununun da başlangıcını oluşturmaktadır.

O tarihte başlayan Siyonist İsrail işgali ve gasp girişimleri sonucu halen Filistin'in 10 milyonu aşkın nüfusunun yaklaşık 6 milyonu kendi yurtlarından uzakta mülteci olarak yaşamakta ve işgal edilen evlerine dönecekleri günü beklemektedir.

Dünyanın dört bir yanındaki Filistinliler, 15 Mayıs'ı "En Nakba" yani "Felaket Günü" olarak anıyor.

Nakba Günü'nde, hem o yerinden edilme günleri, hem de sonraki onlarca yıl boyunca milyonlarca Filistinlinin bitmeyen acıları ve sürgünü anılıyor. Anma etkinliklerinde Filistinliler Nakba'da kaybettikleri evlerinin sembolü olarak "dönüş anahtarı" taşıyorlar.

Filistinlilerin anavatanlarına "geri dönüş hakkı", çözülmesi gereken ana taleplerinden biri.

Filistinlilerin geri dönüş ya da tazminat hakkı BM Genel Kurulu'nun 11 Aralık 1948'de kabul ettiği 194 sayılı kararla da uluslararası olarak tanındı.

Bu karar "Evlerine geri dönerek komşularıyla barış içinde yaşamak isteyen mültecilere mümkün olan en yakın zamanda bu iznin verilmesini" öngörüyordu.

Ancak İsrail, Filistinlilere geri dönüş hakkının verilmesinin, bundan yararlanacak insan sayısı bakımından, Siyonist İsrail devletinin varlığını sona erdireceğini öne sürdü, sürüyor.

Çünkü İsrail'in asıl hedefi, Filistinlileri yok etmek suretiyle Filistin'i İsraillileştirmektir.

Bugün, Gazze'de Siyonist İsrail ordusu tarafından devam ettirilen büyük yıkım ve soykırıma varan toplu katliamlar, o hedefi gerçekleştirme planının bir sonucudur.

Kısacası Gazze'de devam ettirilen eşi benzeri görülmeyen o büyük vahşetle 2. NAKBA yani 'İkinci Büyük Felaket' yaşanmaktadır.

Diğer bir tarihi gerçek ise şudur:

Filistin'de Osmanlı sonrası akan kan hiç durmadı ve gözyaşı hiçbir zaman dinmedi.