Osmanlı Devleti'nin Kurucusu Osman Gazi

Sultan Osman Han Gâzî, Hicrî 656 (Miladi 1258) tarihinde dünyaya gelip, Hicri 680 (1281) tarihinde babası Ertuğrul Gâzî'nin vefat etmesiyle, Osman Bey onun yerine geçerek; birbirini müteakip İnegöl ve Karacahisar'ı fethederek, Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Mesud tarafından, kendisine Devlet sembolleri olan Sancak ve Tabl ile birtakım ağır silahlar verilerek ve Eskişehir ve İnönü tarafları uhde-i idaresine verilmiştir. Daha sonra Harmankaya hakimi Köse Mihal'in dahi yardımıyla, o civarlardaki Tekfurlarla yaptığı muharebelerde (savaşlarda) gâlip gelmekle, Bilecik ve İnegölü fethettikten sonra, hicrî 699 yılında Selçuklu Devleti'nin son Hükümdarı olan Alaeddin Keykubad'ın, Gazan Han'ın eline esir düşmesiyle Selçuklu Devleti yıkılınca, çoğunluk Devlet Âyanlarının; Osman Gâzî'de gördükleri metanet ve emniyet (güven) sebebiyle kendilerine sığınmalarıyla, istiklâlini (bağımsızlığını) elde etmiştir. Daha önce Karacahisar'da Kadı ve Hatip tayin edip, kendi adına Hutbe okutmuşlarsa da Selçuklu Devleti'ne bağlı olduklarından, asıl Osmanlı Devleti'nin kurulması, istiklâlinin başlangıcı olan 699 (hicrî) senesidir.

Bundan sonra etrafındaki Tekfurlar aleyhinde ittifak etmekle, hepsine karşı muzaffer olup, Ketehisarını zapt ve 717 (hicrî) tarihinde Bursa Şehrini muhasara edip (kuşatıp), orada yeteri derecede asker bulundurarak, Pâyitaht (Başkent) yaptığı Yenişehir'e dönerek ve Bursa kuşatmasının sürdüğü sekiz sene zarfında Leblebici, Lefke, Çadırlı, Yenice, Akhisar, Tekfurbikâr Hisarları dahi fethedilmiş ve Köse Mihal'in İslâm Diniyle şereflenmesiyle, Osmanlı Devleti'nin yönetimine tabi olmuştu. Oğlu Sultan Orhan dahi Sakarya mecrası yönünde birçok yerleri ele geçirmiş ve İznik'e yakın olan Karatekin Kalesine karşı Kostantiniyye Kayseri tarafından gönderilen askerleri târumar etmiş ve o sırada Sultan Osman Han'ın hastalanmasıyla, kendilerini Serdar tayin ederek, Bursa'nın fethine memur etmiş idi.

Orhan Gâzî başlangıçta Edrenos Kalesini zapt ile (ele geçirerek) dağ yönünden Bursa'ya inip, sekiz senelik muhasara (kuşatma)'dan bîzar olan (usanan) ahâli (şehir halkı), eman ile teslim olmuş ve bu şekilde 726 (hicrî) tarihinde Bursa şehri fetholunarak, bu haberin ulaşmasını müteakip, Sultan Osman Han ömrünü tamamlayıp, oğlu Sultan Orhan'a; adalet ve hikmet-i Hükûmet'e (Devlet yönetimine) ve takva (Allah'ın emirlerine uyma) ve diyanetle alakalı bir takım hikmetli nasihatler vererek, ruhunu teslim etmiştir. (Miladi 1326) Osman Gâzi Bursa Hisarı'nda Manastır denilen mevkide kendisine ait Türbesinde medfundur. Osman Gâzi'nin irtihalinden (vefatından) sonra Bursa Şehri, Sultan Orhan Gâzî tarafından Pâyitaht (Başkent) haline getirilmiştir.