Mehmed Akif ve İstiklâl Marşı (2)

MİLLET MECLİSİ YÜCE BAŞKANLIĞI'NA

Bütün Meclis'in ve halkın takdirlerini kazanan Mehmet Akif Beyefendi'nin şiirinin tercihan kabulünü teklif ederim. 12 Mart 1921, Balıkesir Milletvekili Hasan Basri (Çantay)

Ankara Milletvekili Şemsettin (Günaltay), Bursa Milletvekili Operatör Emin, Bitlis Milletvekili Yusuf Ziya, Isparta Milletvekili İbrahim ve Kırşehir Milletvekili Yahya Galip Beylerin önergeleri de hep Mehmet Akif'in şiirini istiyorlardı.

Meclis Reisi (Başkan'ı) Hasan Basri Bey'in önergesini oya sunmuş ve önerge kabul edilmişti. BAŞKAN: Bu önergeyi kabul edenler yani Mehmet Akif Beyefendi tarafından yazılan Marş'ın İstiklâl Marşı olmak üzere tanınmasını kabul edenler lütfen el kaldırsın Büyük çoğunlukla kabul edilmiştir.

MÜFİT EFENDİ: Başkan Bey, yalnız bir şey arz edeceğim. Hamdullah Suphi Bey'in bu marşı bu kürsüden bir daha okumasını rica ediyorum.

REFİK (KORALTAN) BEY: Milletin ruhuna tercüman olan iş bu İstiklâl Marşı'nın ayakta okunmasını teklif ediyorum.

BAŞKAN: Müsaade buyurunuz efendim. Muhterem heyetimiz bu Marş'ı kabul ettiğinden dolayı resmen İstiklâl Marşı olarak kabul edilmiştir. Bunun için de ayakta dinlememiz icap eder. Buyurunuz Efendiler. Hamdullah Suphi Bey, İstiklâl Marşı'nı kürsüde okudu ve Meclis üyeleri sürekli alkışlar arasında dinlediler. Böylece Mehmet Akif'in şiiri, resmen İstiklâl Marşı olarak kabul edildi. (TBMM Zabıt Ceridesi, C. 9, s. 12-15, Ankara)

İstiklâl Marşı TBMM'de Milli Marşımız olarak kabul edildiği gün, Akif'in sırtında paltosu bile yoktu. İstiklâl Marşımızın büyük şairi Üstad Mehmet Akif, 16 Haziran 1936'da Mısır'dan İstanbul'a dönmüştü. Hasta yatağında yatarken, ziyaretine gelen dostlarından biri Üstad'a soruyor:

"- Üstad; icab ederse Türk Milleti için bir İstiklâl Marşı daha yazar mısınız"

Mehmet Akif'in gözleri buğulanıyor ve şöyle diyor: "-İstiklâl Marşı.. O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. O şiir, Millet'in o günkü heyecanının bir ifadesidir. Bin bir fecayi karşısında bunalan ruhların, ıstıraplar içinde halâs dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o Marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılamaz.. Onu kimse yazamaz.. Onu ben de yazamam.. Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lâzım! O şiir artık benim değildir. O, Millet'in malıdır. Benim Millet'e karşı en kıymetli hediyem budur. Allah bu Millet'e bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın!"

"Korkma, sönmez bu şafaklarda