Mayıs Darbesi ve şehid Başbakan Menderes

M. Emin GERGER- Peki 27 MAYIS 1960 ihtilâline nasıl gelindi. Bu konuda benim bizzat görüştüğüm DP'liler - özellikle - çok farklı görüşler öne sürdüler!. Demirkırat Dizisinden edindiğim izlenim: "Kamuoyuna, İsmet Paşa (İnönü)'nın ihtilal'de hiçbir rolünün olmadığı mesajı verilmek istendi..." İnönü'nün ihtilale ve DP'lilere ilişkin sözlerini burada tekrarlamayayım çünkü vakit çok dâr!. Siz, İNÖNÜ'nün İHTİLÂL'deki rolü konusunda ne düşünüyorsunuz.

Aydın MENDERES- Türkiye'de - o zaman - dördüncü SEÇİMİ de Demokrat Parti kazanırdı. 27 Mayıs olmasaydı, 60 veya 1961'de seçim yapılmış olsaydı, o seçimi de DP kazanırdı!.. Eğer "4. Seçimi" de Demokrat Parti kazanamayacak olsa Türkiye'de 27 Mayıs da olmazdı!. Az önce ifâde etmeye çalıştım: CHP; sandığı ve SEÇİMİ esas alan bir ÇÖZÜM düşünmemiş, OLAYLARI tırmandırarak; bir "Askerî Müdahale'yi" Devreye sokabilecek bir vasatın oluşmasına yardımcı olmuştur!.. 27 MAYIS'LA, Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP'nin) ORGANİK BAĞLARI nedir. İsmet Paşa'nın 27 Mayıs'la Organik Bağları nedir. Onu bilemem... Ama genel "Manzara" budur!. Bir Askerî Müdahale'yi CHP, kendi aleyhine kabul etmemiştir! Önemli olan da budur! Eğer İKTİDAR ve MUHALEFET; "Askerî Müdahalenin" olmaması noktasında İTTİFÂK içerisinde olamıyorlarsa, o zaman ortaya TOPAL, KÖR, çolak bir DEMOKRASİ çıkar!. Bir tarafı iyi, bir tarafı kötü bir Demokrasi çıkar!. İşte Türkiye'nin 1950-1960 arası yaşamış olduğu TEMEL ÇIKMAZ da budur!. Bir "Askerî Müdahale'yi" CHP; - o zaman - en azından kendi aleyhine kabul etmemiştir!. Ve, "ya bu İKTİDARI bana gönülleriyle bıraksınlar, ya da Askere bıraksınlar!.." şeklinde bir düşünce, netîce îtibâriyle hakim olmuştur CHP'ye. Görünen manzara budur!.. Ama, yine aynı noktaya dönüyorum: "Demokrat Parti de bu OYUNU çözememiş, bu OYUNU çözebilecek, mukâbil bir SİYASETİ zaman içerisinde üretememiştir! Bu DP'nin mazlum ve MAĞDUR olması niteliğini değiştirmez! Demokrat Parti kendi umdelerine, kendi inancına bağlı kaldığı için, MİLLET'in kendisine vermiş olduğu emânete bağlı kaldığı için (buna ihânet etmediği için) bir yerde; "27 MAYIS Darbesiyle" karşı karşıya kaldı!.. Bu gerçek değişmez.. Ama acaba Siyasî yönde neler yapılabilir. Ve, "böyle bir kendi etrafındaki KUŞATMA HAREKETİ'ni, Demokrat Parti nasıl yarabilir, nasıl çözebilirdi. Siyâsî mânada neler yapması gerekirdi. "Bunlar tabi ayrı bir "tartışma" konusudur.. Bunu sadece belirtmekle yetineceğim. Olayın tabi böyle bir boyutu vardır!. Maksadım ona ayrıca işâret etmektir..."

M. Emin Gerger: -Peki 27 Mayıs 1960'a nasıl gelindi. "Millî Şef" İsmet İnönü'nün, İhtilalden çok daha öncesinden Heybeliada'daki Köşkünde (kabul ettiği bir CHP heyetine): "Demokratların başına öyle bir çivileme ineceğim ki, nereden geldiklerini şaşıracaklar!.. Hepsini şu gördüğünüz YASSIADA'ya tıkayacağım!.." demesi, DP'lilere hitaben de: "Sizi ben bile kurtaramam!.." şeklindeki sözleri ne anlama geliyordu.. Yoksa bu sözler hem - DP'lilere - bir gözdağı, hem de "İhtilâl Planı'nın" bir parçası - ipuçları mıydı..

Gazeteci, Başyazar Avukat Ziyad Ebüzziya: -"Efendim "İnönü gibi bir adamın, tutup da ihtâr mâhiyetinde söylemesini" kabul etmek saçma olur! Çünkü, ne yapıp-yapıp; kaybettiği İktidar'a tekrar kavuşmak için yanan bir insan "ikaz edip de kendinizi toparlayın, yoksa başınız belâya girer!" demez.. Bu yüzden İnönü'nün samimiyetine inanmam.. Ancak "ben size demedim mi" dedirtme işi, hesabı da var bu sözde...