Lütfi Paşa'dan devlet adamlarına altın öğütler..

Asıl adı "Lütfi bin. Abdül-Muin Abdul-Hayy (1488-1563) Osmanlı Sadrazamlarının en değerlilerinden biridir. Mehmed Akif Ersoy gibi Arnavud asıllı olduğu ileri sürülen Lütfi Paşa, II. Bayezid Devrinde Saraya alınmış, Harem-i Hass'da tahsil ve terbiye görmüş, saray hizmetlerinde fiilen görev almıştır. Lütfi Paşa; "Yavuz Sultan Selim Han'ın emrinde sayısız cenklere girip, yararlılıklar gösterdiği için, Arabistan, Mısır, Halep seferlerinde hazır bulunmuş, Kanûnî Sultan Süleyman'ın emrinde ise; Belgrad, Rodos, Macar, Mohaç Sefer ve savaşlarına, bilahare Avusturya ve Alman, Bağdat'ın fethinde bulunmuş, Yavuz'un kızı, Kanûnî'nin kız kardeşi Şah Sultan'la evlendirilmek suretiyle Kanûnî'nin taltif ve teveccühüne mazhar olmuş iyi niyetli, cesur, dürüst, başarılı bir ilim ve devlet adamıdır.

Kendi çıkarlarını değil, memleket çıkarlarını düşünen bu başarılı devlet adamının ilk yaptığı işlerden biri Koca Sinan'ı (Mimar Sinan) mimarlığa tayin etmesidir. İşleri tam bir düzene soktu, yapılan yersiz harcamaları kesti. 1539'da yapılan şehzadelere ait Sünnet düğününü kısaltarak 15 günde sonuçlandırdı. Aslında bu düğünler 2 ay sürerdi. Devlet'in içte ve dışta saygınlığını yükseltti. Kendisi yalnız bir Yazar ve Devlet adamı değil, aynı zamanda bir komutandır. Paşa, defalarca karada ve denizde yapılan savaşlara katılmış, savaşı bazen tek başına kendisi yönetmiştir. O Veziriazamlığa geldiğinde "bozuk" bulduğu devlet çarkını düzeltmiş ve yeni önlemler almıştır. Bu başarısının sebebi ise onun; hem dünya hem de Din ilimlerini bilip onları uygulayan bir kimse olmasıdır.." Kendisine "Yavuz Sultan Selim'in yadigarı" denilen, aynı zamanda İslâm hukuku, kelam, felsefe ve ahlâk konusunda 20'ye yakın eseri olan Lütfi Paşa'nın; Devlet adamı ve idarecilere yaptığı tavsiyelerden, "altın öğütlerden" bazılarını hatırlamakta sayısız yararlar vardır:

"İşe göre adam atamalı, adama göre iş değil." Devlet görevlileri; keyfi sebeplerle görevlerinden alınmamalı, öncelikle uyarılmalıdırlar.. Devlet; piyasayı, ticari hayatı, ekonomiyi iyi denetlemeli, haksız kazanç ve aşırı fiyatlara engel olmalıdır.. Devlet adamı ve idarecilerde garaz (kötü niyet) olmamalıdır.. Her şeyi Allah için, Allah yolunda ve Allah rızası için yapmalı ve daima doğruyu söylemelidir.. Devlet; savaş tedbirlerini barış (sulh) zamanında almalıdır.. Devlet adamları, devlet yönetiminde torpil yoluyla kendi yakınlarını kayırmamalı, adaletten ayrılmamalıdır.. Devlet adamı ve idareciler; doktor gibi olmalı, toplumun hastalıklarını doğru teşhis ve tedavi edebilmeli, çareler üretebilmelidirler.. Devlet adamı ve idarecilerin "kapısı" halka daima açık olmalı, yetkililer; makam ve paranın kulu olmamalı, daima halkın yararına çalışmalıdırlar..