Muhammed Ebussuûd Efendi, Osmanlı Şeyhülislamları içerisinde en önemli bir simadır. Osmanlı Tarihi'nin en parlak bir devrinde yaşamış, diğer bir tâbirle Ebussuûd gibi güzîde ve faziletli simâlarla Osmanlı Tarihi'nde parlak bir devir vücuda gelmiştir. Ebussuûd Efendi, Müderris Köyü'nde doğdu. (Hicri, 896Miladi, 30 Aralık 1490) Pederi (babası), Muhyiddin Muhammed Mustafa el İmadidir. Gençliğini babasının rahle-i irfanında geçirdi. Az zamanda zekâ ve irfanıyla tanındı. Ebussuûd Efendi'nin üstün özellikleri, Osmanlı Padişahı İkinci Bayezid Han tarafından duyuldu.
Kendisine günlük, 30 akçe Çelebi ücreti verildi. Ebussuûd Efendi gayet zeki idi. Üstadlarının ilim ve kemâlâtından istifade yollarını bilirdi. İlk Hocalarından biri, Müeyyedzâde idi. Ebussuûd Efendi, üstadının âlimâne irşâdından istifâde ediyor, kısa sürede çeşitli Medreselere Müderris (Profesör) olarak tayin olunuyordu.
Ebussuûd Efendi'nin birbirini müteakip, tayin edildiği Medreselerin büyük çoğunluğu İstanbul Medreseleridir. Şeyhülislam Kemal Paşazâde tarafından, 25 akçe ücretle Kenğari Medresesi'ne tayin olunduğu halde, gitmesi nasip olmamış, 30 akçe ile İnegöl Medresesi'ne gitmişti. (h.922)
Onu müteakip, Davut Paşa, Mahmut Paşa, Kökbuzede Mustafa Paşa Medreseleri'ne tayin olunmuş, on sene kadar çeşitli Medreselerin öğrencilerine ilim ve irfan öğretimiyle meşgul olmuştur. Ebussuûd Efendi, Bursa-i Sultâni'ye pâyesine (derecesine) ulaştıktan sonra (932), ikbal yıldızı parlamış, birbirini müteakip Bursa Kadılığı'na (939), bir sene sonra İstanbul Kadılığı'na, nihayet Rumeli Sadrı'na nâil olmuştur. (944)
Ebussuûd Efendi'nin Meşihatı (Şeyhülislamlığı) H.952 (Miladi, 1545) yılında başlar. Kanûnî Sultan Süleyman zamanında 22 sene, Sultan İkinci Selim devrinde 6 sene devam eden Fetva müddeti (Şeyhülislamlığı), Meşihât-ı Osmaniye'nin en parlak devridir. Ebussuûd Efendi bu müddet zarfında, Fıkıh İlmindeki (İslam Hukuku'ndaki) iktidârını hakkıyla göstermiş, Osmanlı Şeyhülislamları'ndan pek çoğunun Devlet siyasetinde etkileri görüldüğü halde, Ebussuûd Efendi'nin siyasî vazifesi de ilim alanından dışarı çıkmamıştır.
Ebussuûd Efendi Osmanlı Ulemâsı'nın (âlimlerinin) iftihar numunesidir. Osmanlı Kanunlarını Şer'i Şerîf'e (Kur'an-ı Kerim)'e tatbik eden odur. Bir günde 1413, diğer bir günde 1412 fetva verdiği meşhurdur. Bu fetvaların tamamı da en önemli şer'i meseleler üzerinedir. Zamanına gelinceye kadar Şeyhülislâmlık vazifesinin maaşı 200 akçe iken Ebussuûd'un fazilet ve irfanına nüfuz ve kemâlâtına saygıdan dolayı bu maaş 500 akçeye çıkarılmıştır. "İrşadü'l-Akli's-Selîm İla Mezâye'l- Kitabi'l- Kerîm adlı tefsiri gayet meşhurdur. Kanûnî Sultan Süleyman, bu güzide te'lîfi bir an evvel ödüllendirmiş, Ebussuûd Efendi'nin Meşihat-ı İslamiye'ye (Şeyhülislamlık Makamına) mahsus 200 akçe olan maaşına, üç yüz akçe daha zam ettirmiştir.

157