27 Mayıs 1960 darbesi ve Başbakan Menderes'in idamı!.. (1)

27 Mayıs 1960 darbesi ve Başbakan Menderes'in idamı!.. (1)

MEHMET EMİN GERGER

M. Emin Gerger: -"Peki Demokrat Parti ve merhum babanız Adnan MENDERES'in genelde Din'e özellikle de İSLÂM DİNİ'ne bakışı, bu konudaki politikası nasıl olmuştur..

Aydın Menderes: -Bu noktada isterseniz Türkiye'deki, bu dönemde gerçekleşmiş olan İCRAAT'a bakalım.. Ve bu noktada ifade edilmiş sözlere bakalım.. Ve böylece biz bir yorum yapmak yerine, tarihin tanıklığına başvuralım.. Ve somut birtakım değişmeleri ve olayları, bu vesile ile gündeme getirelim.. DEMOKRAT PARTİ'nin ilk icraatı; EZAN'ın, milletin arzu ettiği dilde okunmasını mümkün kılması olmuştur... 1950'ye kadar bir Kanun Maddesine göre; "Ezan Türkçe okunacaktı!.." Esas itibariyle DP'nin ilk icraatı; "isteyen Ezanını istediği dilde okur" şeklinde değiştirmek olmuş, ama o günden bugüne kadar Türkiye'nin hiçbir noktasında, "BİLAL- İ HABEŞÎ'nin okuduğu EZAN" dışında bir Ezan da okunmamıştır! Bu, hem "icraatın anlamını, önemini gösteriyor, hem de aksi uygulamanın yani "illa Türkçe okunacaktır şeklinde yasalaştırmaların, toplum tarafından ne kadar "hiç benimsenmediğini" ortaya koymuş oluyor..

İkincisi DP devrinde; Kur'an Kurslarına ve İmam - Hatip Okulları'na hız verilmiştir!...Vatandaş, çocuklarına kendi dinini öğretmesinden dolayı alıkonulmamıştır. Öyle bir serbesti getirilmiş, bunun yanısıra Türkiye'de birçok CÂMÎ onarılmıştır. "Tarihî Eser" hüviyetinde, yıkılmaya terkedilmiş Camiler onarılmıştır.. Ve, Türkiye'de pek çok Câmî yapılmıştır. O gün en zarurî ihtiyaçları olan köylerde bile köylülerimiz ihtiyaçlarını 3. plana iterek, hızla bir "Camî'ye" kavuşmak için o günkü dar imkânlarını seferber etmişlerdir. Türkiye'de 1950-60 arasıda yapılan CÂMÎ adedi; ANADOLU'da 1071'den 1950'ye kadar yapılan CÂMÎLER'den çok daha fazla olmuştur!.. Bu da Milletimizin bu alandaki özlemlerini gösteriyor! Ve Demokrat Partinin bu alanda da neleri gerçekleştirdiğini gösteriyor. Dînî hayatta tam bir canlanma, UYANMA ve serbesti meydana gelmiştir. 1952'de İZMİR'de Devrin Başvekili (Başbakanı) ADNAN MENDERES: "Türk Milleti Müslümandır ve Müslüman kalacaktır!. Bunun da bütün gereklerini yerine getirecektir!.." demek sûretiyle, DEMOKRAT PARTİ'nin "Dînî hayat'a" bakışını ve burada nasıl bir görev üstlendiğini de zannediyorum en belirgin bir şekilde ifâde etmiştir!..

M. Emin Gerger: -Peki "27 Mayıs 1960 ihtilâline" nasıl gelindi. Bu konuda benim bizzat görüştüğüm DP'liler - özellikle - çok farklı görüşler öne sürdüler!. Demirkırat Dizisi'nden edindiğim izlenim: "Kamuoyuna, İsmet Paşa (İnönü)'nın ihtilal'de hiçbir rolünün olmadığı mesajı verilmek istendi..." İnönü'nün ihtilale ve DP'lilere ilişkin sözlerini burada tekrarlamayayım çünkü vakit çok dâr!. Siz, İNÖNÜ'nünİHTİLÂL'deki rolü konusunda ne düşünüyorsunuz.

Aydın Menderes: -Türkiye'de - o zaman - dördüncü SEÇİMİ de Demokrat Parti kazanırdı. 27 Mayıs olmasaydı, 60 veya 1961'de seçim yapılmış olsaydı, o seçimi de DP kazanırdı!.. Eğer "4. Seçimi" de Demokrat Parti kazanamayacak olsa Türkiye'de 27 Mayıs da olmazdı!. Az önce ifâde etmeye çalıştım: CHP; sandığı ve SEÇİMİ esas alan bir ÇÖZÜM düşünmemiş, OLAYLARI tırmandırarak; bir "Askerî Müdahale'yi" Devreye sokabilecek bir vasatın oluşmasına yardımcı olmuştur!.. 27 MAYIS'LA, Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP'nin) organik bağları nedir. İsmet Paşa'nın 27 Mayıs'la Organik Bağları nedir. Onu bilemem... Ama genel "Manzara" budur!. Bir Askerî Müdahale'yi CHP, kendi aleyhine kabul etmemiştir! Önemli olan da budur! Eğer İKTİDAR ve MUHALEFET; "Askerî Müdahalenin" olmaması noktasında İTTİFÂK içerisinde olamıyorlarsa, o zaman ortaya TOPAL, KÖR, çolak bir DEMOKRASİ çıkar!. Bir "Askerî Müdahale'yi" CHP; - o zaman - en azından kendi aleyhine kabul etmemiştir!. Ve "ya bu İKTİDARI bana gönülleriyle bıraksınlar, ya da Askere bıraksınlar!.." şeklinde bir düşünce, netîce îtibâriyle hakim olmuştur CHP'ye.. Görünen manzara budur!.. Bu DP'nin mazlum ve MAĞDUR olması niteliğini değiştirmez! Demokrat Parti kendi umdelerine, kendi inancına bağlı kaldığı için, MİLLET'in kendisine vermiş olduğu emânete bağlı kaldığı için (buna ihânet etmediği için) bir yerde; "27 MAYIS Darbesiyle" karşı karşıya kaldı!.. Bu gerçek değişmez.."