Yoksulluk kader olamaz

Geçenlerde 'Altın Bulmadan Zengin Olunmaz' adlı bir kitap elime geçti. Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan'ın yazdığı bu kitabın adı ilginçti ve belli ki bir ironi içeriyordu.

Bu ironinin ne olduğunu anlamak için açtım kitabın kapağını. Ve bitene kadar da elimden bırakamadım. Çanakkale Biga ilçesinde gerçek anlamda yoksulluk içinde büyüyen 6 erkek kardeşin babalarından aldıkları bayrağı, gece gündüz çalışarak zirveye taşıması anlatılıyor kitapta. Öykü, 1970'lerde baba Ali Doğan'a ait 35 metrekarelik küçücük bir dükkanda başlıyor. Aslında o dönem pek ilgi çekmeyen modüler mobilyaları satmak isteyen Ali Doğan başarısız da oluyor. Dükkana koyduğu pamuk, sünger, muşamba, minder, çeyiz sandığı gibi ürünleri satarak işini toparlıyor. Ali Doğan'ın oğulları ise hem dükkanda babalarına yardım ediyor hem de simit satarak, garsonluk, çıraklık, pazarcılık yaparak aile bütçesine katkıda bulunuyor. Davut Doğan kitabında "O yıllarda Cem Karaca'nın 'Yoksulluk Kader Olamaz' diye çok meşhur bir şarkısı vardı. Biz, çalışarak yoksulluğumuzun kaderimiz olmayabileceğini anladık" diyor. Ve gelinen noktada tam da dediği gibi oluyor.

Haberin Devamı

ALTIN BULMA HİKAYESİ

Çalışarak zengin olmanın pek de mümkün olmayacağı konusunda genel bir anlayış vardır. Bu anlayış, o dönemin Biga'sında da çok yaygın. Çünkü bölgede zaman zaman birilerinin define ve altın bulduğu yolunda haberler yayılırmış. Doğan ailesi de işleri büyütüp para kazanmaya başlayınca "Bunlar kesin altın buldular" dedikoduları yapılıyor. Oysa bu dedikodular yapılırken 6 kardeş, köy köy dolaşıp çekyat satmaya çalışıyor. Gündüz ürettikleri çekyatları o gün satmak zorundalar çünkü depoları yok. Genellikle de veresiye satıyorlar. Tamamen 'güven'e dayalı bir sistemleri var. Örneğin çekyatı verip 'harman senedi' alıyorlar. Yani parası tarladaki ürün hasat edildikten sonra ödenmek üzere teslim ediyorlar çekyatları. İşte kitabın adındaki ironi de buradan geliyor. Davut Doğan kitapta "Evet, altın bulunmadan zengin olunmaz ama altın da böyle çalışa çalışa bulunur" diyor. İş hayatları boyunca defalarca krize yakalanan kardeşler bu zorlukları hep dayanışma ile atlatmış. Örneğin 1991 krizinde nakit akışları kesilince herkes eşinin, kayınvalidesinin kolundaki, boynundaki altınları getirmiş. O da yetmemiş, çalışanlarından altınlarını istemişler. Hepsi de vermiş ve şirketi düzlüğe çıkarmışlar. Yani altın bulmuşlarsa eğer, işte bu krizlerde bulmuşlar. Bu dayanışma sayesinde bugün Türkiye'nin en büyük mobilya üreticilerinden biri olan DOĞTAŞ doğmuş. Ve sonra büyümeye devam etmişler, Doğanlar Holding'i oluşturmuşlar. Doğanlar Holding bugün mobilya, enerji, inşaat ve perakende sektöründe faaliyet gösteriyor. Sadece yurt içinde değil yurt dışında da yatırımları, mağazaları bulunuyor. Yaklaşık 3 bin 500 çalışanları var. 2024 yılı konsolide ciroları 15 milyar lira.