Evlilikte seks gerekli değil mi
Seks, bir tutkaldır, aşkın ateşidir, baz maddesidir. Zaten aşk da sekse hazırlık oyunudur çoğu zaman. Ten uyumu da yakalandığında ortaya çıkan şeyi şöyle tarif etmiştim bir başka yazımda: "Aşkla dolu bir sevişmede dışarıdan bakıldığında sadece bedenler iç içe geçmiş gibi görünür. Oysa böyle bir sevişmede ruhlar da birbirinin içine dolanır ve birbirlerinde kaybolur. Bir ruhun bittiği yerde diğer bir ruh başlar. Bu olağanüstü bir anlamdır. Bu bir 'çiftleşme' değil, bütünleşmektir. Bir bütüne gitmekse, kendinden feragat etmek, benlikten vazgeçmek, gerçek anlamda erimek, demektir. Gerçek sevginin ya da aşkın bir delilidir. Gerçek anlamda erotizm büyülü ve şiirsel bir şeydir. İnsana sevinç ve çoşku verir, yaşama inandırır. Böyle bir şevişmede doğanın mucizesi gerçekleşir. Her şey bir uyum içinde diğerini tamamlar. Karşınıza bir "dans" çıkar. Gerçek erotizm doğanın dört yapraklı yoncasına benzer. Kolay bulunmaz. Neşenin daha doğrusu yaşam sevincinin en somut dışa vurumu ve kaynağıdır. Ruhun tatmin olduğu yerde de kimse o anı bırakıp kaçmak istemez. Çünkü ruhların doyumu, orgazm denilen beden doyumundan çok daha uzun sürer. Seviştikten sonra sarılarak uyumak, öpmeye devam etmek, konuşmak, aşk sözcükleri fısıldamak hep ruhun tatminine yöneliktir. Aşkla sevişmek, şehveti gidermek için yapılan sekse benzemez. Aşık olduğunuz kişiyle yaşadığınız sevişme bir ayin gibidir. Her anı özeldir. Çünkü özel bir kişiyle sevişmektesinizdir. Kaçmak da ne kelime, aşıksanız, sevişme anını uzun, daha uzun kılmak için çabalarsınız, doyamazsınız."
Haberin DevamıSEKS BİZDEN KAÇIYOR
Ama ne yazık ki giderek seks, aşk hayatından elini ayağını çekiyor. Bunu ben söylemiyorum, bir bilimsel araştırmanın sonucu. Türkiye'de her 5 çiftten biri cinsel isteksizlik ve soğukluk sorunuyla karşı karşıya. Her 10 Türk kadınından 9'u cinsel hayatında mutsuz. Erkeklerde ise yüzde 80'e varan oranda sertleşme ve erken boşalma sorunu yaşanıyor. Her 3 kişiden birinde cinsel problem var. Aşırı stres altında yaşayan, huzursuz, endişeli, hayatta istediği hedeflere ulaşamayan erkekler de daha az testosteron üretiyor. Kadınlarda ise, yine stres, ilişkisinde yaşadığı duygusal sorunlar, kültürel ve geleneksel baskılar, yanlış cinsel bilgiler, aile ve çocuklara dair sıkıntılar cinsel isteği azaltıyor. Türkiye'de çiftler haftada 2-4 kez ile ayda 2-4 kez arasında değişen sıklıklarda beraber oluyor. Aralarındaki sevgi bağı güçlü olsa da yılda 10 kereden daha az seks yapanlar da var. Böyle evliliklere de 'sekssiz evlilik' deniyor.
Haberin DevamıKİMSE KONUŞMUYOR
Sorun artıyor ama bu konuyu kimse konuşmaya da yanaşmıyor. Ne yazık ki; 10 kişiden sadece ikisi cinsel sorunlarını eşiyle konuşabiliyor. Cinsel dürtülerin ortaya çıkması için beynin mola vermesi gerekiyor. Yatak odasına telefon, e-posta, mesajlar ve sosyal medyayı takip edebileceğiniz akıllı cihazlarla girildiğinde beyin hâlâ aktif çalışma modunda oluyor. Buna iş, aile stresi, zamansızlık ve gerginlik eklendiğinde sorun büyüyor. Birçok genç iki kat daha fazla para kazanıyor ama iki kat az seks yapıyor. Çünkü daha fazla ve uzun çalışıp çocuk ve aileyle ilgili pek çok sorumlulukla boğuşuyor. Stres, yorgunluk ve zaman problemi yaşıyorlar. Özellikle genç erkeklerde aşırı iş yükü, sosyal medya, telefon ve diğer teknolojilerin etkisi hormonları düşürüyor. Kronik stres ise libido kaybına yol açıyor. Yani artık 'geçim derdi' mi deriz yoksa 'standartları yükseltme arzusu' mu bilmiyorum ama para kazanmak için yaptığımız ekstra her şey bizi seksten uzak tutuyor.