10 bin imza toplanabilir mi
İngilizlerin efsane futbolcusu Gary Lineker'in "Futbol, 22 kişinin 90 dakika boyunca oynadığı ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur" tanımını duymuşsunuzdur. Almanya'nın dünya futbolunda baskın olduğu yıllarda yapmıştı bu tanımı.
Bu tanımı Türkiye'ye uyarlarsak "Futbol, Türkiye'de 22 kişinin 90 dakika boyunca oynadığı ve sonunda Galatasaray'ın şampiyon olduğu bir oyundur" diyebiliriz. Lineker bu tanımı yaparken hiçbir şey ima etmeden Alman takımının gücüne vurgu yapmıştı. Ben de aynı niyetle yapıyorum bu tanımı. Sezon boyunca sadece 1 yenilgi ve 5 beraberlik almış bir takımın şampiyon olmasından daha doğal bir şey olamaz. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un önceki akşam yaptığı açıklamalar da bunu gösteriyor zaten. "Kendi hatalarımızla bu yarıştan uzaklaştık" diyor. Ve tabii ki her yıl olduğu gibi bu yıl da "Siz bizi seneye görün" demeye getiriyor. Elbette görürüz, elbette planları vardır. Bir kulüpte istikrar önemlidir. Zır pırt yönetici değiştirmek, teknik direktör değiştirmek hiçbir işe yaramıyor. Ancak bu durum 'başarısızlığın istikrarı' olarak devam ediyorsa durup bir düşünmek gerekiyor. Sayın Ali Koç canlı yayında "Fenerbahçe başkanının imza toplanarak gönderilmesini ben bu kulübe yakıştıramıyorum" dedi. Haklıdır, çok da yakışık alan bir hareket değildir. Ama zaten bunun yapılması neredeyse imkansız. Fenerbahçe tüzüğüne göre, olağanüstü kongre çağrısı için üye sayısının 5'te biri gerekiyor. Yani neredeyse 10 bin üye imza verecek. Ama öyle boş bir kağıda imza atmakla olmuyor bu iş. 10 bin kişinin noter onaylı imzası gerekiyor. Noterde bu iş için alınacak harç ücreti de 1700 TL. Ayrıca imzaların hepsi kulübe gönderilecek. Durun daha bitmedi, kulübün imzalara itiraz hakkı var. Yani, "Bu imzaların sahte olup olmadığının tespitini istiyoruz" dedikleri anda 10 bin imza yeniden inceleniyor. Bunun ne kadar zaman alacağını bir düşünün. Belki de yapılması gereken, yönetimin kendisinin kongre kararı alması, Ali Koç'un aday olması ve üyelerden güvenoyu istemesidir. Seçilememe ihtimali vardır tabii ki. Ama bunu göze almadan da lider olunmuyor.
Haberin DevamıHaberin DevamıGÖSTERİŞLİ DÜĞÜN SORUNLU EVLİLİK
Bahar geldi, yaza ramak kaldı, düğün mevsimi başladı. Evlilik endüstrisi Türkiye'de yılda 300 milyar TL'yi aştı. Bir çiftin sadece düğün masrafları 2024 rakamlarına göre 250 bin TL'ye ulaşıyor. Buna bir de kurulacak evin masrafları eklendiğinde miktar 650 bin TL'ye kadar çıkıyor. Peki tüm bunlar gerekli mi Paran varsa, borca girmeyeceksen, düğünde takılacağını umduğun altınlara güvenmeyeceksen bütçene göre düğünün en güzelini yap. Ama sırf gösteriş olsun diye, bankadan kredi çekip, elindeki tüm birikimini harcayıp gırtlağına kadar borca gireceksen sana kötü haberim var. Çok sayıda araştırma düğüne harcanan para ne kadar yüksekse, evlilik süresinin o kadar kısaldığını gösteriyor. Çünkü o gösterişli düğün için yaptığın hesap, çarşıya uymuyor. Düğünü yaptın, pahalı balayına gittin, döndüğünde devasa bir borçla karşılaşıyorsun. Bir an geliyor işin içinden çıkamıyorsun. Ondan sonra gelsin sorunlar, gelsin geçimsizlik ve gelsin mahkeme salonu. Ama Türkiye'de şöyle de bir anlayış var. Bir genç kadın, "Minimum bütçeyle gelin oluyorum" notuyla, kıyafetini ne kadar ucuza mal ettiğini paylaşmış. O paylaşımın altındaki yorumlar gerçekten korkunç. Mesela biri "Ucuza gelin olduğun için gün gelecek pişman olacaksın. Ona göre kıymet göreceksin. En pahalısını isteyen, yumurta bile kıramayan hep prenses olacaktır. Kendini nereye koyarsan orada olursun" diye yazmış. İşte bu anlayış değişmedikçe evliliklerdeki sorunlar da bitmeyecek. Her yıl 600 bin çift evleniyor, 200 bin çift boşanıyor Türkiye'de. Hiç evlenmemeyi tercih edenlerin ya da boşandıktan sonra bir daha evlenmeyenlerin sayısı artıyor. Yalnız yaşayanların sayısı 5 milyonu aştı. Tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalkı nüfusu da 3 milyona yaklaştı. Gösterişli düğün bir günlüktür, evlilik ise ömür boyu. Tercihini iyi yapmalısın. Hayatında sadece düğünde göreceğin bazı akrabalar için o kadar parayı harcamak yerine evliliğinize yatırım yapın. Gezin, eğlenin, birlikte olmanın tadını çıkarın.