Üç cisim problematiğinde kaderi aramak
Uzayda, üç cismin hareketini tahmin etme problemi, diye kısaca tanımlayacağımız üç cisim problemi meselesine bilim adamları çözüm bulamamaktadırlar.
Başlangıçta Ay, Dünya ve Güneş'i kapsayan bir problem olarak tartışılırken sonraları uzaydaki üç cismin kaotik, gizemli ama düzenli ve ahenkli hareketlerini çözme çalışmalarına dönüşür. Genişletilmiş modern anlamda, üç cisim problemi, klasik mekanikte veya kuantum mekaniğinde üç parçacığın hareketini modelleyen bir problemdir.
Bilimkurgu alanına giren film ve romanlar, bu yazımızın konusu değil ama o çalışmaların kaynağının üç cisim problematiği olduğu âşikârdır.
Üç cismin, boşlukta kendi yörüngesini ve diğer cisimler arasındaki mesafeyi de muhafaza ederek, bitmek bilmeyen hareketiyle beraber, birbiriyle olan etkileşimi de unutmamak lâzım. Zira âlemde etkileşim esastır.
Bu esastan hareketle şu sual akla gelir: Eğer etkileşim esas ise o zaman üç cismin hareketlerini bu etkileşim etkileyip bozmuyor mu Bilakis hem etkileşim hem de kendi düzenleri korunarak hareket devam ediyor ama gizem de kendini koruyor.
Birbiriyle etkileşim hâlindeki cisim sayısı artıkça bunların hareketini kestirmek de o denli zorlaşacak, imkânsız hâle gelecek.1 Gözümüzü, aklımızla beraber âleme çevirdiğimizde; sayısız cisimlerin, sonsuz etkileşim içerinde olarak, mevcut konumlarını korudukları ama bulundukları hareket yörüngelerinden de şaşmayarak sürekli faaliyet hâlinde olmaları fevkalâde dikkat çekiyor. Son derece hassas ve çok yüksek düzeyde ilmi gerektiren bu faaliyetin, cisimlere verilmesi düşünülemeyeceğine göre, bu müthiş vakıanın arkasında, bunların haricinde bir iradenin var olduğunu ve ilim ve iradesiyle hükmettiğini akla söyler.