Ön hazırlık adına kısa bilgilendirmeler
Hakikat, mecaz ve kinaye
Belâgatın bir dalı olan beyan ilmine göre kelimeler, konuldukları anlamda kullanılırsa buna hakikat; konuldukları anlamda kullanılmalarına bir mâni olması sebebiyle başka bir anlamda kullanılırsa buna mecaz; konuldukları anlamda kullanılmasına bir mâni olmamakla birlikte yine de başka bir anlamda kullanılırsa buna da kinaye denilmektedir. Mecazî kullanımlarda hakikat anlamını kastetmek mümkün olmaz. Kinayelerde ise asıl kastedilen anlamın yanı sıra az da olsa hakikat anlamını da kastetmek mümkündür. Kinayede her iki anlam birbirine zıt olmadığı gibi aralarında bir alâka da vardır. Zira kinayede aslen kastedilen anlam, sözün hakikat anlamının lâzımı olan bir manadır.
İnzal
Müfessirler "inzal" anlamı konusunda genellikle iki görüşe yer vermişlerdir.
Birinci görüş İbni Abbas'tan gelen bir rivayete dayanmaktadır. Hadis usûlü kriterlerine göre bir hayli zayıf olan bu rivayete göre Hz. Âdem yeryüzüne inerken örs, kerpeten ve çekiç gibi demirden yapılmış bazı aletlerle birlikte inmiştir. Bazı müfessirler, ayetin bu manaya delâlet edebileceğini belirtmişlerdir. Ancak ayetin anlamı genel olduğundan zayıf bir rivayetle onu dar bir anlama tahsis etmemin mümkün olamayacağı anlaşılmaktadır.
İkinci görüşe göre "inzal", "Allah'ın, demiri, insanlara bir nimet olarak vermesi" anlamına gelir. Nüzul döneminde demirin yerden çıktığı bilgisi dikkate alınarak "inzal" kavramıyla demirin gökten indirilmesinin kastedilmiş olamayacağını dikkate alan müfessirlerin kahir ekseriyeti bu tabirin mecaz anlamında kullanılması gereği üzerinde durmuşlardır ve bu kavramı "Allah'ın demiri nimet olarak vermesi" şeklinde anlamışlardır.
Son asır İslâm âlimlerinden Bediüzzaman Said Nursî'nin görüşü de bu yöndedir. Bu görüşte olanlar ayetin siyak-sibakına, Kur'ân'da başka yerlerde geçen "inzal" kavramının hangi anlama geldiğine ve nüzul döneminde demirin yerden çıkarıldığı şeklindeki "halk" (yaratma) bilgisine dikkat etmişlerdir.
Son asırlarda astrofizik alanında yapılan araştırmalara göre demirle ilgili tespitler özetle şunlardır:
Yıldızlardan Arz dâhil güneş sistemine,
Arz bünyesinden çekirdeğe,
Meteor ve meteoritler ile yer kabuğuna,
Atmosferde yağmurlar ile yeryüzüne, indiği tespit edilmiştir.
Günümüzdeki bazı araştırmacılara göre "inzal" kavramıyla astrofizik ilminin ortaya koyduğu gibi demirin, bahsedilen yollarla hakikaten gökten inmesi kastedilmiştir.
Astronomik ve jeolojik anlamda demirin yeryüzüne inmesi bir gerçek olup "inzal" kavramının anlamıyla da uyuşuyor olsa bile, Kur'ân'ın nazil olduğu dönemde Araplar bu gerçekliği bilmedikleri için ayetin böyle bir anlama delâlet etmesi mümkün görülmemiştir. ünkü Kur'ân'ın ilk muhatapları onlardır ve Yüce Allah onların anlayışlarına göre onlara hitap etmektedir.