Alanıma girme!

Bir uzmanlık ve çalışma konusunu ifade eden alan veya saha kelimesi zaman zaman alanını kendine mahsus zannedenlerin ifade ettiği fakat alanının ahlâkına uymayan bir duygu ve düşünceyi ifade etmesi noktasından vicdanın hayretini çeker, akla takılır.

Alan kelimesinin darlaştırılarak görüş alanı, inşaat alanı, kimlik alanı, çöp alanı, yetki alanı, sorumluluk alanı, sitem alanı, kadını koruma alanı, iş alanı, toplanma alanı gibi diğer anlamlarını da konu etmiyoruz lakin; ilmin, sosyolojinin ve esasen aklın ilgilendiği konuları ihtisaslaşarak kendine iş edinen ve bu uğurda eser vererek yapılan çalışmaların önünü kesercesine yapılan karşı tavırları konu ediniyoruz.

Bir grubu ya da topluluğu idare etme alanı ki en problemli alandır, ehliyetlisi-ehliyetsizi herkesin alâkasını çeker ama bu yazının konusu o da değil.

Biz burada; psikolojideki kişisel alan, arazideki özel mülkiyet gibi hususîlik arz eden konuyu değil, doğrudan umumu alâkadar eden, hemen herkesin hak sahibi olacağı mevzulardaki alan çalışmasının inhisar ya da tekel altına alınamazlığını konu ediniyoruz.

Başkasını da ilgilendiren hangi konu var ki sadece onun alanı olsun da diğerlerine "alanıma girme!", ikazında bulunsun Bir konu, seni ilgilendiriyorsa, başkasını da ilgilendirir, o hâlde hangi hakla "alanıma girme!", uyarısı yapılabilir ki

Tarihte niceleri var ki her biri, alanında kürsü sahibi olmasına rağmen, aynı alanın uzmanıdırlar ama birbirine "alanıma girme!", ikazında bulunmamışlardır, bulunanlar da tarihin ayıplamasında kaybolup gitmişlerdir.

Biri öne çıkar, bir konuya ömrünü verir ve nihayet çalışmasını eserleştirir, buraya kadar iyi. Aynı konuyu öncesinden ele alan, çalışan bir başkası onun bu eserini gördüğünde ondan faydalanması hatta tebrik etmesi gerekirken, kıskançlığı hissettiren ve sureten gizli ama esasen sinsice "alanıma girme!" uyarısını temsil eden soğuk davranışlarda bulunması ya da çeşitli engelleme taktikleri de yüz karası olarak tarihe yazılacaktır.

Alan, sadece kişiye özel olsa idi, gelişmeye açık olmaz, o kişinin tesbit ve keşfiyle sınırlı kalır, yeni gelişmelere cevap veremezdi.

İlk insandan son insana kadar hemen her konuda çalışmalar yapıldı, yapılıyor ve yapılacak. Bunlar; eski devirdeki alan çalışmalarından faydalanıp, dönemindekilerle de güncelleyip eserlerini geleceğe hazırlar. Kendini bilen hiçbiri de demez ki "alanıma girme!"