Ağlatan boşanmalar

Nikâh, hayatların geçici olarak değil, devamlı olarak birleştirilmesi ve bunun üzerine kurulu bir akid olarak bilinirken, gittikçe artan orandaki boşanmalar ciddi manada endişeye sebep olmaktadır.

Ailenin temelini teşkil eden evlilik, bütün semavî dinlerde değerli kılınır, onun kuvvetle tesisi için sürekli nasihat, tavsiye ve kaideler dile getirilir.

Talâk, kurulu nikâh akdinin bozulması anlamında olup, devamı mümkün olmayan nikâhların feshinde uygulanan bir yoldur.

Erkeklere; hanımlarıyla iyi geçinmelerini ve onların kusurlarını değil, olumlu yönlerini görmeye çalışmalarını tavsiye eden ayet ve hadislerin yanında, "Helal şeyler içerisinde Allah'a en sevimsiz geleni boşamadır" (Ebû Dâvûd, "Talak", 3) ve "Evlen, fakat boşanma! Allah, zevk için evlenip boşanan erkek ve kadınları sevmez" (Heysemî, Mecmaü'z-Zevâid, IV, 335) gibi hadislerde boşamanın dinen hoş karşılanmadığı açıkça belirtilmiştir.

Hayat yükü hakikaten zordur, zorludur. Bütün bu zorluklar birlik ve beraberlikle aşılırken bu kuvveti kıran ve dağıtan boşanmalar, hayatın içerisindeki en acıtıcı hâdiselerdendir.

Nikâh, imanın kuvvetiyle, inancın desteğiyle daha kavi ve daha uzun ömürlü olur. İman; kişiyi, nikâhın devamına sorumlu ve sabırlı kılar. İman, bir kabul ve bağ olduğu için nikâhla doğrudan irtibatı vardır. Bağ zayıflar, irtibat gevşerse nikâh da boşanmaya yol alır.

Nikâh sözü, iki cihanı kuşatan bir akiddir. Bu sözleşmenin muhafazası da hukuktur. Herkes hak ve hukukuna dikkatle riayet etmekle mükelleftir. Nikâhın devamında şu üç esas çok mühimdir. Karşılıklı güven, samimi hürmet ve yine samimi sevgi, ailenin olmazsa olmaz üç temel direğidir.

Son zamanlarda bazı dindar bilinenler arasındaki boşanmaların artması rahatsız edici şekilde dikkat çekmekte. Onları izlediğinizde aralarında sevgi, saygı ve güven var ama yine de memnun değiller ve nikâh, mahkemede kopuyor. Boşanmaların iman cephesindeki sorumluluklarla kendimizi vicdanî sorgulamaya davet ediyorum. Bir yerlerde arıza var, aile zincirinde kopukluklar artıyor, bu da geleceği tehlikeye atan hâdiselerdendir.

Kadın, annelik vazifesini düşünerek, evlâdlarının büyümesine, hatta evlenmelerine kadar sabrediyor, onları yuvalarına kavuşturduğunda soluğu mahkemede alıyor. Bu noktadan baktığınızda evlâdı için sabretmiş, kocasının kahrını onlar için çekmiş şimdi de ayrılması hakkıdır, diyesi geliyor insanın ama hakikatte öyle midir ya da nikâhı bozmanın haklı gerekçesi mi tam anlaşılmıyor