Stoklamanın iki yüzü ve cari açık

Bir ülke artık dış borç alamıyorsa ne yapar Mevcut borçlarını tekrar tekrar uzatabileceği varsayımıyla, döviz gelir ve giderlerini eşitlemeye çalışır. Yani ya döviz gelirlerini artırır ya da döviz giderlerini azaltır.Döviz gelirlerini artırmak kolay değil, tasarruf, yatırım, kaliteli üretim, pazarlama vs. gibi uzun vade gerektiren adımları ve süreçler gerektirir. Fakat döviz giderleri doğru para politikaları ve piyasa şartlarında azalabilir; başarılı olunmazsa, kamu, zorunluluklar çerçevesinde "yasaklamalar ve müdahaleler yöntemiyle" döviz giderlerini azaltır. if(!googleAdm.includes('1659295543843')){ googleAdm.push('1659295543843'); googletag.cmd.push(function() { googletag.defineSlot('105383585desktop_yazaryazidesktop_yazaryazi_icerikici_sc', 640, 300, 336, 280, 300, 250, 'div-gpt-ad-1659295543843-0').addService(googletag.pubads()); googletag.pubads().enableSingleRequest(); googletag.enableServices(); }); } googletag.cmd.push(function() { googletag.display('div-gpt-ad-1659295543843-0'); }); 2022 yılbaşında Türkiye böyle bir durumdaydı. Hükümet ihracatın artmasını ve ithalatın da yerinde kalmasını umut ediyordu fakat olmadı. İhracat sadece 21 Milyar dolar artarken ithalat tam 51 milyar dolar arttı.Sonuçta döviz giderleri, döviz gelirlerini aştı hem de çok aştı. Biz iktisatçılar, bu aşan kısma cari açık diyoruz ve cari açık da, Haziran sonunda muhtemelen 33 milyar doları aştı.Salı günkü yazıda açıklamıştım, Türkiye, ya çok pahalı olduğu için ya da borç verenlerin iştahı azaldığı için artık dış borç bulmakta zorlanıyor. Böyle olunca da, cari açığı, açığı mevcut döviz rezervleriyle ödemek zorunda kalıyor. if(!googleAdm.includes('1659295583181')){ googleAdm.push('1659295583181'); googletag.cmd.push(function() { googletag.defineSlot('105383585desktop_yazaryazidesktop_yaziyazar_icerikici_sc', 300, 250, 640, 300, 336, 280, 'div-gpt-ad-1659295583181-0').addService(googletag.pubads()); googletag.pubads().enableSingleRequest(); googletag.enableServices(); }); } googletag.cmd.push(function() { googletag.display('div-gpt-ad-1659295583181-0'); }); Rezervler de sınırlı. Rezerv yönetiminden sorumlu yöneticilerin kurduğu sistem işlemiyor. Bu da, yönetimde özgüven kaybına yol açmış görünüyor. Yöneticiler, sistemlerini düzelteceklerine, "suçlu" aramaya başladılar; iş dünyasının yöneticilere güveni her geçen gün biraz daha azalıyor.Cari açığın bu kadar yüksek olmasının en az üç sebebi var: Birincisi, petrol fiyatlarının 70 dolardan 110 dolara kadar yükselmesidir.İkincisi "aşırı miktarda" hammadde ve ara mal ithalat artışı.Lojistik problemlerinden dolayı, bir dönem herkeste "malsız kalma ve fiyat yükselişlerinden olumsuz etkilenme" korkusu sarmıştı. Bu yüzden neredeyse herkes, yani ithalatçı, imalatçı, toptancılar "hesabımda döviz olacağına, depomda malım olsun" diyerek mal aldı. if(!googleAdm.includes('1659296099883')){ googleAdm.push('1659296099883'); googletag.cmd.push(function() { googletag.defineSlot('105383585desktop_yazaryaziYazar_yazi_icerikici_03_SC', 336, 280, 640, 300, 300, 250, 'div-gpt-ad-1659296099883-0').addService(googletag.pubads()); googletag.pubads().enableSingleRequest(); googletag.enableServices(); }); } googletag.cmd.push(function() { googletag.display('div-gpt-ad-1659296099883-0'); }); Üçüncüsü de yükselen fiyatlar ve düşük faizler dolaysıyla parasının değerini korumak isteyen market, bakkal, nalbur, yedek parçası ve benzeri herkesin arsa, bina, konut, otomotiv, yedek parça, pirinç, çay, şeker almasıdır.Acaba Türkiye'deki depolarda, ihtiyacın ne kadar üzerinde hammadde, ara mal ve mamul mal birikmiştirBu miktarı, artı veya eksi 2 milyar dolar olmak üzere 16 milyar dolar olarak hesapladım.Yani her şey normal yürüseydi cari açık 16 milyar