İhracatı baltalayan politikalar

İhracat, ithalat kadar olmasa da, şimdiye kadar iyi gidiyor. Fakat her an tökezleyebilir. Çünkü ihracatçıların maliyetleri, fiyatlarından daha hızlı artıyor ve fiyat tutturmakta her geçen gün biraz daha zorlanıyorlar.Hemen bir örnekle konuya açıklık getirmeye çalışalım.Not: Rakamsal ayrıntıları görmek isteyen okuyucular veri ve bilgileri yazının sonundaki köşeli parantezde takip edebilirÖzet: Yılbaşında 0,80 Eurocent'e mal edilip 1.00 Eurocent'e satılan bir ürünün, 31 Temmuz'daki maliyeti 1,04 Eurocent'e yükselmiştir. Yani sadece maliyet ve satış fiyatı rakamlarına bakılırsa, imalatçıihracatçı firmaların zarar ettiği görülür. if(!googleAdm.includes('1659295543843')){ googleAdm.push('1659295543843'); googletag.cmd.push(function() { googletag.defineSlot('105383585desktop_yazaryazidesktop_yazaryazi_icerikici_sc', 640, 300, 336, 280, 300, 250, 'div-gpt-ad-1659295543843-0').addService(googletag.pubads()); googletag.pubads().enableSingleRequest(); googletag.enableServices(); }); } googletag.cmd.push(function() { googletag.display('div-gpt-ad-1659295543843-0'); }); Bir başka deyişle, enflasyonla mukayese edildiğinde döviz kurları yeterince artmıyor.Burada anlatmaya çalıştığım olgu, kurların baskılandığıdır; yani kur artışları enflasyon kadar artmadığı için ihracatçıların kârları enflasyon karşısında erimektedir.Önerdiğim şey, bu aşamada, bir devalüasyon değildir. Maazallah ilave ve sert bir devalüasyon, hiper enflasyonu garanti eder.İhracatçılar adeta yedi cephede mücadele ederek ayakta kalmaya çalışıyorlar, enflasyon, baskılanmış kur, ihracat pazarlarında resesyon, çapraz kurların aleyhe çalışması, döviz bozdurma zorunluluğu, kredilere teminat bulma zorluğu, yetersiz kredi ve ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir ekonomi yönetimi, vs. vs. vs. if(!googleAdm.includes('1659295583181')){ googleAdm.push('1659295583181'); googletag.cmd.push(function() { googletag.defineSlot('105383585desktop_yazaryazidesktop_yaziyazar_icerikici_sc', 300, 250, 640, 300, 336, 280, 'div-gpt-ad-1659295583181-0').addService(googletag.pubads()); googletag.pubads().enableSingleRequest(); googletag.enableServices(); }); } googletag.cmd.push(function() { googletag.display('div-gpt-ad-1659295583181-0'); }); İhracatçıların ayakta kalması, Türkiye ekonomisinin ayakta kalması demektir; ihracatın tökezleme ihtimali bile Türk ekonomisini allak bullak eder.Peki, ihracatçılar, gerçekten zarar etmeye başlamışlar mıHayır.Tam tersine son iki yıldır işleri gayet iyi gidiyor ve makineteçhizat yatırımlarının çoğunu da ihracatçılar yapıyor.Kârlılıklarının temelinde, lojistik sıkıntıları dolaysıyla Çin ve diğer Uzakdoğu ülkeleriyle girdikleri rekabetin azalmasıdır; bu sayede, yüksek kâr oranı içeren fiyatlarla mal satabilmeye başladılar. if(!googleAdm.includes('1659296099883')){ googleAdm.push('1659296099883'); googletag.cmd.push(function() { googletag.defineSlot('105383585desktop_yazaryaziYazar_yazi_icerikici_03_SC', 336, 280, 640, 300, 300, 250, 'div-gpt-ad-1659296099883-0').addService(googletag.pubads()); googletag.pubads().enableSingleRequest(); googletag.enableServices(); }); } googletag.cmd.push(function() { googletag.display('div-gpt-ad-1659296099883-0'); }); Lojistiğin yanı sıra enerji ve işçilik maliyetleri de rakiplerine göre daha avantajlı.Bir diğer bileşen de düşük faizli kredilerdir, bilhassa TL krediler.İhracatçılar, yıllık 20 faiz veya kâr payıyla aldıkları TL krediler sayesinde enflasyonun olumsuz etkileri minimuma inmektedir. Enflasyonla mücadelede, hala, en çok güvenilen enstrüman TL kredilerdir.Enflasyon düşmedi ve mevcut politikalar devam ederse düşmeyecek.Fakat Hükümet, son zamanlarda, verdiği kredileri azaltmak için ne gerekirse yapıyor.