Ukrayna'dan Akdeniz'e

Dünya, ABD'nin kışkırtması ve Rusya'nın işgalci hayalleriyle "büyük tufan"a doğru sürüklenirken, bizdeki "28 Şubat İttifakı" partileri bu zor dönemeçte, sistem değiştirme, iktidara giydirme ve birbirlerine pozisyon ayarlama peşinde... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, öyle bir havaya girmiş ki "tarafsız" cumhurbaşkanlığını çantada keklik görüyor. Bununla da yetinmiyor, İP Genel Başkanı Meral Akşener'i de şimdiden "Başbakan" ilan ediyor. Diğer parti genel başkanları nasıl bir görev bekliyor bilemem, ama ömrü başbakanlık hayali kurmakla geçecek gibi görünen Akşener de Kılıçdaroğlu'ndan geri kalmıyor ve dünyanın altüst olduğu bir zaman diliminde bombayı patlatıyor: "Akdeniz'de herkes gaz arıyor, bir tek biz aramıyoruz." Herhalde Türkiye'nin talihsizliği bu... Sadece küresel egemenler değil, içerideki muhalefet bile iktidarın Doğu Akdeniz'deki "Mavi Vatan" mücadelesinin karşısında durdu. Türkiye'nin petrol arama gemileri orada görevini yapanken bile itiraz edenler oldu. O günlerde Kılıçdaroğlu'nun dış politika danışmanı Ünal Çeviköz, Doğu Akdeniz'le ilgili aynen şöyle diyordu: "Mavi Vatan diye bu 200 mile kadar uzanan alanı da kendi egemenlik alanınız olarak görürseniz, o zaman saldırgan ve yayılmacı bir algı yaratırsınız." Çeviköz onunla da yetinmedi, CHP milletvekillerine mektup yazarak Yunan tezlerine karşı çıkmamalarını önerdi. Muhalefet bunu yaparken, küresel güçler de boş durmuyor, Türkiye'yi Akdeniz'de Antalya limanına hapsetmek için İsrail, Mısır ve Yunanistan'ı bir araya getirerek Akdeniz'in hâkimi olma hayalleri kuruyordu. Sonra ne oldu Eastmed denilen o proje çöktü. Ancak hâlâ küresel güçler Akdeniz defterini kapatmış değil. Kapanmayan bu defter ile Ukrayna'da olanlar arasında da yakın bir ilişki var. Bu nedenle Rusya'yı, Ukrayna'yı işgale sürükleyen süreç basit bir soğuk savaş oyunu gibi görünmüyor. Rusya bunu görüyor mu bilmiyorum ama plan çok daha kapsamlı ve bölgeyi hatta dünyayı yeniden dizayn etmeyle ilgili. ABD-İngiltere hattı, ekonomik ve siyasi olarak