Tarih yazanlar ve bahane üretenler

Öyle bir zamanın içindeyiz ki, tuhaf şeyler de oluyor olağanüstü şeyler de... Büyük devletler kapışırken, soykırımcı İsrail kan dökmeye devam ederken, demokrasinin beşiği AB ülkeleri ürettikleri o değerleri yerle bir ederken, aynı dünyada mazlumların umutla, mağrurların gıptayla baktığı Türkiye bambaşka bir barış rüzgârı estiriyor.
Son birkaç yılda Libya'da, Somali'de, Karabağ'da yaptıklarıyla tarihin yeniden yazılmasını sağlıyor.
Suriye'de Esad diktatörlüğünün yıkılmasında kilit rol oynuyor.
Ukrayna-Rusya barış görüşmeleri için İstanbul adres gösteriliyor.
Pakistan'a desteğiyle savaşın büyümesinin önüne geçiyor.
Gazze'ye de sürpriz Türkiye eli değerse hiç şaşırmayın.
İçeride yaptıkları ise kendi 100 yıllık tarihinde yeni bir çığır açıyor.
Savunma sanayiinde, sağlıkta, ulaşımda, teknolojide Türkiye'ye çağ atlatan hamleler bir yana, asıl temizlik siyaset alanında yapıldı.
İç ve dış vesayet odakları geriletildi, darbeci zihniyet tarihin çöp sepetine atıldı... En önemlisi de siyaseti zehirleyen ve onların bir uzantısı olan terör örgütlerinin üzerine gidildi.
Önce FETÖ ve DEAŞ bitirildi. Sıra PKK'ya geldiğinde, tıpkı FETÖ'nün bitirilmesinde olduğu gibi bütün iç ve dış vesayet odakları harekete geçti: "PKK bitmez..."
Bitmemesi için de silahtan mühimmata her türlü destek verildi. Terör örgütü ilan ettikleri hâlde sayfa sayfa PKK-YPG haberleri yapıldı, övgüler düzüldü. Ama sonuç değişmedi.
Türkiye'nin bin yıllık Türk-Kürt kardeşliği üzerinden yükselen siyasi gücü hepsini dize getirdi. Bütün bu süreçte hakkını teslim edelim "sivil siyaseti" önceleyen Başkan Erdoğan'ın imzası var. Şimdi buna MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin siyasette ezberleri bozan o çıkışı da eklendi ve ülkenin önünde yeni bir dönem açıldı.
Hatırlayın, o günden sonra vesayet dönemi kalıntısı "bahane üreticileri" hiç boş durmadı.
"Bahçeli'nin açıklamasından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın haberi yok" denildi.
"Aralarında gerilim var" denildi.
O bitti, "Öcalan böyle çağrı